Gezi Parkı olayları hakkında geçen gün bir yazı kaleme almıştım. Oradaki olayların 3 aşamalı bir oluşum olduğunu yazmıştım. Bu olayda Gezi Parkında 200-300 kişilik bir grubun parka çadır kurarak “ağaç kestirmeyiz” eylemlerini son derece makul talep olduğunu, Polisin bir sabah orantısız bir şekilde eylemcilere güç kullandığı söylemiştik. Yani polisin burada tavrının ondan sonraki olayların büyümesinde etkin rolü olduğunu ifade etmiştim.

Şimdi gelelim bugün ki duruma. Bu eylemci arkadaşlarımız dün bazı maddeler ortaya koymuşlar. Niçin biz bu eylemi yapıyoruz? Ne istiyoruz diye! İsteklerine baktığımda bunların eylemciden daha çok taşeron olduklarını anlamamak saflık olur! Eylemcilerin bazı dış güçlerin taşeronu olduklarını görüyorum.

Taksim Gezi Parkında Ağaç kesilmesin diyorlar. Tamam, kesilmesin ağaç kesilmesini bende istemem. Ama bu ağaçlar durduk yere mi kesilecek! Ortada bir proje var. Bu projeye, bu eylemleri sahiplenmese de CHP’li meclis üyeleri de imza atmışlar mı? Atmışlar. Bu proje ile Taksim, Hem İstanbul için hem de Türkiye için daha cazibeli bir alana dönüşecek mi? Ona bakmak lazım. Bir ağaç kesersin yerine 10 ağaç dikersin.

Eylemcilerin istekleri içinde, İstanbul’a 3. Köprü yapılmasın, 100 milyon kişi kapasiteli Havalimanı yapılmasın, Kanal İstanbul projesi yapılmasın, Nükleer Santral yapılmasın istekleri, bunların kimlerin taşeronu oldukları ortaya koymuştur. İstanbul’a 3. Köprü yapılmasından bu insanlar niye rahatsız olur? Bunu sormak lazım!

Türkiye’nin Cari açığı 60 kusur milyar dolar ise bunun %50’si enerji ithalatımızdan kaynaklanıyor ise bugün Türkiye elektrik üretimin bir kısmını ithal ettiği doğal gaz ile yapıyorsa, Nükleer santral ile bu açık kapatılacak ve çok ucuza enerji üreteceksek ki enerji olmadan üretim yapmak mümkün değil, ne ile üretim yapacaksın? Buna niye karşı çıkarlar? Sormak lazım? Sen bu ülkenin menfaatini istemiyor musun? Bunu Sormak lazım!

Kanal İstanbul yapılmasın diyenlere İngiltere ağzıyla konuşmayın derim. Kanal İstanbul’a neden İngilizler şiddetle karşı çıkıyor? Çünkü İngilizler şunu diyor. Siz çok güçsüz iken size Montrö Boğazlar anlaşmasını imzalattırdık. Sizi de boğazlara jandarma olarak tayin ettik. Sizin orada bir yetkiniz yok. Biz ne dersek siz onu yaparsınız diyorlar. Benim Ülkemde benim toprağımda başka bir ülkenin taşeronu oluyorum yani. Eylem yapan arkadaşlarım buna razı oluyorlar mı? Farkında bile olmadan razı oluyorlar. Boğazların tamamen Türkiye’nin kontrolüne geçmesi demek,  önemli bir enerji hattı olan Hazar bölgesi ve Orta Asya’nın Türkiye’nin kontrolüne girmesi demektir. Kuzeyimizde Rusya ve doğumuzdaki Orta Asya’nın Avrupa ve ABD’ye ulaşması demek.

Kanal İstanbul’un yapılması İstanbul’u medeniyetler ve sermaye şehri yapacaktır. Tüm ticari deniz ulaşımları Kanal İstanbul üzerinden verilmesiyle İstanbul Boğazı ve tüm o hat medeniyetlerin merkezi haline gelecek. Yani Boğazlar tamamen halkın istifadesine sunulacak. Orada birçok organizasyonlar, faaliyetler yapılacak. Yeni Limanlar yapılacak. Peki o zaman Londro’ya kim gider? Paris’e kim gider? Roma’ya kim gider? Medeniyetin merkezi burası olursa bu başkentlerin değerleri artar mı azalır mı?

Havalimanı yapılmasın? Neden yapılmasın? Bu sorunun cevabı onlarda yok. Bugün THY, Türkiye’nin en önemli markalarından birisi. Avrupa’da rakibi kim? Bu sorunun cevabı aslında, havalimanı yapılmasın diyenlerin neyin taşeronu olduklarını ortaya koyuyor. İstanbul’a 100 milyon kapasiteli bir havalimanı yapılacak. Bu ne demek biliyor musunuz? Yeni yapılacak havalimanın Avrupa, Asya ve ABD için çok önemli bir hub (bağlantı noktası) olacak demek. Bugün Türkiye’den ABD’ye veya Orta Asya’dan ABD’ye gitmeniz için belli bağlantı noktalarını kullanmanız lazım. Avrupa’da en büyük bağlantı noktası bugün için Almanya. O yüzden Türkiye’ye 100 Milyon kapasiteli havalimanı yapılmasın diyenlerin kimin taşeronu olduğunu anlamak güç değil sanırım!

Türkiye’deki sayı olarak az olsa da ciddi bir Faiz lobisi var. Bu eylemlerden önce Türkiye’de faiz %4,5 iken bu gösterilerden sonra %6,0’ya çıktı. Kim kazandı şimdi? Eylemi yapanın cebine para girmedi, vatandaşın cebine para girmedi. Peki kimin cebine girdi bu para! Türkiye’yi Faize bağlamış 3000-5000 kişinin cebine girdi bu para. Sen neyin eylemini yapıyorsun, Sen hangi ağacın derdindesin! Adamlar tonla parayı götürdü senin sırtından. Senide Taşeron olarak çok güzel kullandı eylemci kardeşim benim.

Kalın Sağlıcakla.