Bugüne kadar siyasetten uzak duran, her seçim döneminde ortaya atılan adaylık söylentilerini şiddetle yalanlayan Altan Raşit Civan, 2014 yerel seçimleri için sürpriz yaptı:
 
LAZIMSAK VARIZ, LAZIMMIŞIZ VARIZ...
 
İŞTE CİVAN'IN İLK MESAJI
 
Çok değil daha Kasım 2012'de Ün Dergisi'ne verdiği röportajda "siyasette yokum, bürakorside 'lazımsın' derlerse varım" diyen eski Isparta Belediye Başkanı Altan Raşit Civan'ın 2014 yerel seçimlerinde aday olacağı iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Eski Başkan Civan, bu konudaki ilk mesajını annesi ve babası için Büyük Gökçeli'de verdiği mevlit yemeğinde verdi. Civan, 'lazımmışız  varız' sözü ile belediye başkanlığına aday olduğunu açıkça ortaya koydu.
 
KİK'İN BAŞINA GEÇİYORDU
 
Isparta'da 1989-1994 yılları arasında Belediye Başkanlığı yapan Altan Raşit Civan, 1993'de DYP'den istifa edip, milli görüş kadroları ile tanıştı. Recep Tayyip Erdoğan döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği yapan Civan, EGO Genel Müdürlüğü, Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği'nde de görev yaptı. Adı, 2009 yerel seçimlerinde İstanbul Eyüp Belediye Başkan adaylığına, geçen yıl da Kamu İhale Kurumu Başkanlığı için geçmişti.
 
Adı her seçim döneminde belediye başkan adaylığı ya da milletvekilliği adaylığı için geçen Altan Raşit Civan, 2014 yerel seçimleri için Isparta belediye başkan adayı olacağını açıkladı. Her dönem hakkında çıkarılan adaylık spekülasyonlarını yalanlayan, 'siyasette yokum' mesajı veren Civan, önümüzdeki mart ayında yapılacak seçimler için söylem değiştirdi. Altan Raşit Civan, gündeme bomba gibi düşen 'aday olacağı söylentilerini' doğruladı. Annesi ve babası için Büyük Gökçeli'de verdiği yemekte gazetecilere konuşan Altan Raşit Civan, "lazımsak varız, lazımmışız varız" sözleriyle 1994'de bıraktığı Isparta Belediye Başkanlığı koltuğuna yeniden talip olduğunu ortaya koydu.
 
 
BAŞBAKAN KİK'İN BAŞINA ATIYORDU, YASA İZİN VERMEDİ
 
1989-1994 yılları arasında Isparta Belediye Başkanlığı yapan Altan Raşit Civan, 1993 yılında DYP'den istifa edip, RP'ye geçmiş ve milli görüş saflarına katılmıştı. Belediye başkanlığından sonra İstanbul'a belediye başkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan'ın genel sekreteri olarak görev yapan Civan'in kariyerinde EGO Genel Müdürlüğü ve Ankara Büyükşehir Genel Sekreterliği de bulunuyor. 2009 yerel seçimlerinde adı İstanbul'un en ünlü ilçelerinde belediye başkan adaylığı için geçen Ispartalı Civan'ın geçtiğimiz yıl Başbakan'ın isteği ile Kamu İhale Kurumu Başkanlığı'na atanacağı ancak mevcut yasanın 'daha önce hiçbir siyasi partiye üye olmama' şartı nedeniyle bu atamanın gerçekleştirilemediği biliniyor. 
 
KASIM 2012: SİYASETTE YOKUM
 
Kasım 2012'de Yeni Ün Dergisi'ne verdiği özel röportajda "siyasette yokum, bürokraside 'lazımsın' derlerse varım" diyen Civan'ın bu fikir değişikliği dikkat çekiyor. Altan Raşit Civan'ın çok sayıda kişinin 'aday ol, lazımsın' şeklinde yaklaşımları nedeniyle fikir değiştirdiği ve Isparta Belediye Başkanlığına aday olduğu belirtiliyor. Civan'ın Büyük Gökçeli'ne cumartesi günü düzenlenen mevlit yemeğinde 'aday adayı olmam ama sayın başbakanım görev verirse Isparta Belediye Başkanlığı'na talibim' dediği öğrenildi.
 
Ben bir daha dünyaya gelsem  tekrar belediyeci olurdum.
 
Altan Raşit Cİvan, Kasım 2012'de Yeni Ün Dergisi'ne verdiği röportajda çok önemli mesajlar vermişti.
 
1989’da Doğru Yol Partisi’nden rekor bir oyla belediye başkanı seçilen ancak Demirel ailesi ile yaşadığı sorunlar nedeniyle 1993’de Refah Partisi’ne geçen Altan Raşit Civan, o dönemin sırlarını ilk defa paylaştı. Yeni Ün’e Büyük Gökçeli’deki evinde röportaj veren Altan Raşit Civan, kırgınlıklarını, pişmanlıklarını ve duygularını açık açık paylaştı. İşte o bomba röportaj:
 
HEP ‘GEL’ DEDİLER, BİR TEK REFAH’A GEÇERKEN ‘GELEYİM’ DEDİM
 
Soner TOROS: Oturduğunuz makamları hep kendiniz mi terk ettiniz? Yoksa görevden mi alındınız?
 
ALTAN RAŞİT CİVAN: Hep kendim terk ettim. Sonerciğim bir şey var, hiç gitmemi isteyen olmadı. Cenab-ı Hakkın bir kuluna vereceği en iyi şey. İstenensin istemiyorsun. Hep gel dediler. Geleyim mi dersen 1-0 mağlup gidersin. 1993 yılında Refah Partisi’ne geçişim hariç. Ben Isparta il başkanını çağırdım ‘ben refaha geliyorum beni alır mısın’ dedim. Ramazan Toprak. Makamdayız oynuyor ‘nasıl olur’ diyor birde. Kabul edilmeseydi hem partiden hem de belediye başkanlığından istifa edecektim. 
 
BİR DAHA DÜNYAYA GELSEM YİNE BELEDİYECİ OLURUM
 
Soner TOROS: 1993 yılında Doğru Yol Partisi’nden neden Gitmek zorunda kaldınız. Kırgın mısınız?
 
Orada iki şeyin kırgınlığını yaşıyorum. Birincisi 1994 yılında talep gelmedi. 1999 yılında, 2004,2009 ağırlıklı Doğru Yol Partililerden ‘gel aday ol’ dediler. Ben de dedim ki, ‘ya arkadaş 1993 yılında neredeydiniz’ 1993 için, 2004 için söylüyorum. Altan Raşit Civan’ın 1993 yılından 2009 yılına kadar hiçbir değişiklik yok.  Biraz bıyıklarım kırardı, biraz saçlarım kırardı onun dışında hiçbir değişiklik yok. Neredeydiniz neden sahip çıkmadınız? 
 
Bakın ben güzel bir belediye başkanlığı yaptım. Meclis üyeliği, il genel meclisi üyeliği rant kapısı değil hizmet kapısıdır. Benim dönemimde 30’a 1 belediye meclisini aldık. Meclis oyları benim aldığım oy kadar olsaydı 31 olacaktı. Bir üyeyi 3 oturumdan sonra 4. oturuma katılmadığı için düşürdüm. 31 belediye meclis üyesi hepsi bizimdi. 31 meclis üyesinin 31’inden biri Isparta Belediyesine 1 toplu iğne bile satmamıştır. Süleyman Demirel’in bir lafı vardır. ‘Dikkat et iç muhalefet doğmasın.’ Ertesi gün geldim. 21 üyenin 9’u muhalefet yaptı. Buna rağmen öyle güzel çalıştık. Ben bir daha dünyaya gelsem tekrar belediyeci olurdum. 1968’den beri belediyeciyim. Benim gördüğüm en iyi hizmet alanı. Anında yansır sana, menfi olsa da münfet olsa da yansır. 
 
Altan Raşit Civan: 2 kırgınlığım var dedim. Niye sahip çıkmadılar? Konu neydi? Allah selamet versin Şevket Bey’in önceden konuşmuş olmamıza rağmen onun hasletleri vardı. Ben bugün hoş görüyorum. Ama O gün hoş göremedim. Gelecek oturacak, bir ağabey gibi, bir baba gibi orada bazı şeyler verecek. Biz 5 aday adayıydık. Aday olduk benim gerek merkez ilçe ikinci başkanlığı gerekse belediye başkanlığım döneminde bütün seçimlerde bir start veririz. Start Karaağaç Mahallesi’nde başlar Emre Mahallesi’nde biterdi. Karaağaç Mahallesi’nde start verildi, o gün 4 programımız var. Karaağaç Mahallesi, Kutlubey Mahallesi, İskender, Çelebiler Mahallesi 4 kahve toplantımız var, hızlı girdik. Karaağaç Mahallesi’nde ‘Bismillah’ dedik, başladık. Kalktım daha konuşmaya başlamadan, Molla Selahattin (Selahattin Marulcu) ‘bir dakika’ dedi. ‘Başkan sen kazanacaksın. Yalnız sana iki sorum var’ dedi. ‘Seçildiğin zaman Şevket Demirel’i makama oturtacak mısın? Oturtmayacak mısın? İkinci sorum da Göltaş hisselerini yüzde 10’a çıkaracak mısın çıkartmayacak mısın’ dedi. Göltaş hissesi çok önemliydi.
 
Ziya Zeynelgil Allah Selamet versin. Isparta’nın 5 yılını boşa geçirmiştir. Ama iyi bir insandır, dürüst bir insandır. Ziya sermaye artırımına gitmemiş bizim hissemiz 8,6’ya düşmüş. ‘Selahattin, geçen gün babanı gördüm, annen rahatsızmış nasıl oldu’ dedim. Selahattin kalktı ‘Başkanım ben ne soruyorum sen ne cevap veriyorsun’ dedi. ‘Anneni bir ziyarete gidelim elini öpeyim’ dedim. Selahattin ‘başkanım ne alakası var’ dedi. ‘Selahattin sana yarın cevap vereceğim’ dedim. ‘Arkadaşlar benim konuşmam bitmiştir yarın tekrar buradayız’ dedim ve kalktık gittik. 
 
KEŞKE ŞEVKET BEYİN PARAFINI ALSAYDIM
 
O zaman Çobaner il başkanı. İsmail Atilla Merkez İlçe Başkanı. Orada ikisi var. ‘Toplantılar iptal partiye gidiyoruz’ dedim. Çobaner’e  ‘Sayın İl Başkanım Şevket Beyi ara kahvaltıya gidiyoruz’ dedim. Aradık 10 kişi gittik. Bu kahvaltıda ‘ağabey dün akşam iki soru soruldu ben ne diyeceğim’ dedim 
Soruları söyledim. ‘Adamayla mal tükenmez oturtmayacağım de’ dedi. İkinci soruyu da söyledim. ‘Göltaş hisselerini ne yapacağız’ dedim. ‘Çıkaracağım de’ dedi. Akşam kahveye gittik. ‘Selahattin buyur sor soruyu’ dedim. Cevapları aynen söyledim. 
 
Ben bir köylü çocuğuyum, ağa çocuğu değilim. Ben demek şeytana mahsustur. Hiç ben demedim hep biz dedim. Yüzde 68,7 oy pusulası. Isparta’da öyle bir oy pusulası yok. Bunun hepsini ‘ben aldım’ demiyorum ama benim de katkım var. Bu oy yüzdesi ile giriyorsun, bir yönden iyi bir yönden seni baskı altına alıyor. Ben bu oy yüzdesini gördüm. Ben radikal bir particiyim. Çarşının içindeki o eski bölümü kaldırım şuanda partilerin olduğu bina varya aslında onun adı 20 Ekim İşhanı’dır. 20 Ekim 1991 yılındaki seçimlerde Doğru Yol Partisinin birinci oluşunun tarihidir. İkincisi Türkiye’de bir rekordur. 5 yıllık görev süremde 7200 konutluk arsa ürettim. Doğrukent 1, Doğrukent 2, Mavikent radikalliğimi bu isimlerde de belli etmişim. 
 
Radikalliğimden ödün verdim dediğim zaman şöyle bir hadise çıkıyor. Yüzde 68.7 oy yüzdesi, bunların hepsi doğru yolcu değil başka partililer de var. O zaman dedim ki ben rozetimi çıkarıyorum. ‘Ben herkesin belediye başkanıyım’ dedim. Dolayısıyla hala ikinci kırgınlığıma gelemedim. İkinci kırgınlığım şu; bazen düşündüğüm oluyor. Keşke özellikle 1992 yılından sonra ‘Ağabey gel otur’ deseydim. Onun parafını alıp da projelerimi Ankara’ya götürüp oradan çıkarsaydım. Ne alaka diyeceksiniz. Keşke o parafı alsaydım, keşke o projeleri götürseydim. Onlardan bir tanesi Halk pazarı. Avan proje hazır, avan projenin mimarları başta Sayın Süleyman Demirel olmak üzere, Sayın Şevket Demirel, ve meclis üyeleri vardı.  1993 yılında iller bankasından destekle yapılacaktı ve tümüyle Ispartalının malı olacaktı. Üzüntümü söyleyeyim, gelir getiren kısmı 3,8 olacaktı. Otoparkı ben emsale dahil edemem. Sarı çizmeli Mehmet ağa ev yapıyor otopark parasını alıyorsun. Kültür tesisleri yollar yapanın. Diyorum ki yüzde 100’ü Ispartalının olacaktı. Halı Sarayı Kültür Sarayı, Soğuk hava tesisleri gibi. Hepsi iller bankasından yapılmıştır. Bu da iller bankasından yapılacaktı. Bu bir öz eleştiridir. Açık söyleyeyim. Keşke inat yapmasaydım. 1968 yılından beri Şevket Beyi tanırım. Her gördüğümde elini öpmüşümdür. Benim için büyük değerdir. Gerçekten saygı duyduğum sevdiğim bir insandır. Kişisel bir meselem yok. 
 
Gerçek, samimi Doğru Yolcuların gözlerinin içine bakamıyorum.
 
Altan Raşit Civan, geçmişte yaşadığı bir pişmanlığı da samimiyetle paylaştı.
 
Altan Raşit Civan: Üçüncüsü pişmanlığım, Kim ne derse desin gerçek samimi oy veren partiden ayrıldığım için Doğru Yolcu’ların gözlerine bakamıyorum. Bana sanki ‘sen bana ihanet ettin’ der gibi bakıyorlardı. Bende bir kılıf arıyorum. O günlerde öyle söylemiştim. Sen bana 5 yıllığına görev verdin, ben her gün iki gün çalıştım. Benim sende 3 yıl alacağım var dedim. Züğürt tesellisi. Kılıf aramaya çalıştım. Bir şey beklemeden bana oy veren halis doğru yolcuların gözünün içine bakamıyorum. 
 
ADNAN KAHVECİ, ALTAN RAŞİT CİVAN’I BÖYLE KEŞFETTİ
 
Soner Toros: Siz ayrıldıktan sonra dönmediniz, isteseniz dönebilirdiniz neden dönmeyi arzu etmediniz?
 
ALTAN RAŞİT CİVAN: Düşünmedim, düşünmüyorum. Dönemimi bitirdim, 5 yıl seçilmiştim. ‘89-94 döneminde Isparta’da bir belediye başkanı geldi bir şeyler yaptı iyi şeyler yaptı’ deniyorsa bu yüzde 100 muhalefet dönemine aittir. 89-90-91 3 yıl. Bu da benim şansım. Allah gani gani rahmet eylesin. ANAP Hükümeti vardı. Adnan Kahveci, Cemil Çiçek,  Abdülkadir Aksu,  Ali Talip Özdemir yetti bana. Bu 4’ü özellikle Adnan Kahveci. 1989 yılı mayıs veya haziran aylarında idi. O zaman Maliye Bakanı. Bu  dönemde televizyon izliyor, bir yerde beni görüyor ve beni izliyor. Sonunu kadar izlemiş. Program bitince Ertekin Durutürk’ü arıyor o zaman Ertekin bey bizim milletvekilimiz. Ertekin beye ‘bu belediye başkanını nereden buldunuz. Ben bu çocuğa yardım edeceğim’ diyor. Saat gecenin 2’si Ertekin beni arıyor. ‘Başına talih kuşu kondu. Maliye Bakanı seni çağırıyor sabah 10’da’ dedi. Abdulkadir Aksu İçişleri Bakanı, Cemil Çiçek Devlet Bakanı, Ali Talip Özdemir Devlet Bakanı, bunlar bana yetti. Eğer bir şey yaptıysam bunların sayesinde yaptım. 
 
MUHALEFETTE YATIRIM YAPTIM İKTİDARDA MAAŞ ÖDEYEMEDİM
 
O dönemde özel hayatımda ve iş hayatımda şunu uygulayan ve uygulanmasını istediğim bir prensip vardır. İnancığımız gereği yanında çalıştırdığın adamın teri kurumadan hakkının verilmesi? Benim muhalefet döneminde bile maaşlar gecikmedi. Kendi iktidarımız döneminde 2 ay maaşları ödeyemedim. Gücüme gitti, kırıldım üzüldüm, bu siyaset değildir, bu ahlaksızlıktır. Adam seni temsil ediyor ya neden bunu yapıyorsunuz. İktidarımız da maaşları bile ödeyemedim. Sahip çıkmadılar, gelmediler benimle. 1993 yılında beyefendi Cumhurbaşkanı oldu. ‘Ey siyasi yönetici ey milletvekili gel benimle ya’ 1994 yılında biz tekrar vatandaşın karşısına çıkacağız ne diyeceğiz? ‘Muhalefet döneminde maaş ödeyen belediye, iktidar döneminde ödeyemedi’ diyeceklerdi. 
 
1989 yılında belediye başkanı oldum. Türkiye’nin en önemli meselesi işsizlik. 
 
Benim  3 hasretim vardı, işsize yardım etmek, hastaya yardımcı olmak, öğrenciye yardımcı olmak. Bu hasretlerim devam etti. Şimdi aşağı yukarı 419 veya 420 işçi alınmış. Bunu almadan önce beyefendi benim genel başkanım. Sayın genel başkan, talep geliyor ne yapayım? ‘Al al’ dediler. ‘İktidarımızda onları KİT’lere aktarırız’ dediler. 420 kişinin içinde soy ismi CİVAN olan, soy ismi MERCİMEK olan (eşimin soy ismi) yedi sülalemden bir tek akrabam bile yok. Bir gün iktidar olduk, benim kasamdan 4 milyar para gidiyor. 4 milyarı ödemek için sıkıntı çekiyorum, Aralık ayında iktidar olduk. 
 
ALTAN RAŞİT CİVAN’IN EN BÜYÜK KIRGINLIĞI
 
1992 yılı Ocak ayında Sayın Mustafa Çobaner ile birlikte Sayın Başbakanımıza gittik. ‘Efendim böyle böyle oldu ne yapacağız’ dedim. ‘Bir yere alamam’ dedi. ‘Efendim siz söylediniz’ dedim. ‘Çıkış ver, çıkart’ dedi. ‘Emriniz olur’ dedim. İçim yanıyor ama maaşları  ödeyemiyorum da. Geldim, ya Hasan Sözer ya Zeki Tekeli Ya Nuri Şibar, üçünden birine vekaleti verdim. Çıkışları yazdırdım. ‘Çıkışları ben imzalamam’ dedim. Kaçtım gittim, Benim için çok ağır oldu. İhtiyaç sahibi çoğu kişi. 420 kişi çok üzülüyorum. Pazar günü İstanbul’dayım araç telefonu çaldı, Başbakanlıktan aranıyor Beyefendi Ankara’ya çağırdı. Tepkiler gitmiş. Ertesi gün gittim, ‘politikada geri vitesler vardır geri alın hemen’ dedi. ‘Efendim parayı’ dedim. ‘Ben öderim’ dedi.  Bende ‘başüstüne efendim’ dedim. Hemen atladım Isparta’ya geldim, geri aldım işçileri. Hiç unutmuyorum. 1993 yılı Haziran 20 veya 26’sı.  Gittik O gün itibariyle projeleri tasdik olmuş, ödenekleri çıkmış, tahakkuka bağlanmış Isparta Belediyesi’nin 419 milyar alacağı var devletten. 419 milyarı verdimi kimse bir şey diyemez. Efendim Başbakan Ispartalı imiş Isparta’ya verdi. Hayır öyle bir şey yok. Başbakan Ispartalıymış ama Aydın, Afyon, Antalya Mardin, Siirt, Edirne, Samsun belediyeleri siz yatmışsınız. Bu belediyenin başkanı ekibini çalıştırmış ve proje üretmiş ve projeleri geçmiş. 419 milyar gelse bana Allah’ım hizmetlerimi 3’e katlarım. Verin bu benim hakkım ayrımcılık istemiyoruz ki. 26 Haziran 1993 yılında gittiğim zaman istediğim para 22 milyar. 79.5 milyarın tamamı vilayetin kasasına girdi. Benim istediğim para da 22 milyar. Akaryakıt almışım sanayiye borcum var ödeyemiyorum, işçinin maaşını ödeyemiyorum vermediler. Gelmedi para. Beyfendiye dedim ki ‘1992 yılının Ocak ayından bu yana bana 4 milyar gönderecektiniz 4 kuruş gönderdi iseniz kefen param olsun’ dedim. KIRILDIM, ben buna kırıldım. Bu siyaset değil.  İçim yanıyor.  Dolayısıyla çok kırıldım. Maalesef üzülerek söylüyorum, ‘Toplumlar layık olduğu şekliyle idare edilir.’ Bunun en yakın örneği Isparta. Buna somut bir örnek göster dediği zaman ISPARTA derim. Layık olduğu şekli ile idare edilir. Ama Ispartalı buna layık değil. Sanki öyle imiş gibi idare ediliyor. Yazık çok yazık. 
 
Soner TOROS: Sizce Isparta sahipsiz mi? Bu laf son zamanlarda çok sık konuşuluyor.
 
Altan RAŞİT CİVAN: 1980 İhtilali Türkiye Cumhuriyeti Devletine çok büyük zararlar vermiştir. Bu ihtilaldan sonra nemelazımcı toplum yaratılmıştır. Dününü hatırlamayan, yarının düşünmeyen, gününü güt etmekle meşgul bir toplum yaratılmıştır. Olmaz… Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın. Olmaz arkadaş. Yılan tehlikeli hale geldiyse sana mutlaka dokunacaktır. Nemelazımcılığı daha üst düzeyde bir toplum olduk. Her kesiminin vebali var. Siyasi, iktisadi, bürokratik kesimin hepsinin vebali vardır. 
 
Örneğin,enteresan bir şey anlatayım. İstasyon Caddesi’nden iniyorum. Tam Paşa’nın konağının oraya geldim. Karşımda bir yazı. ‘ISPARTA GARI’ nasıl kıyamet kopardım. Bu ahlaksızlık dedim. O yazıyı düzelttirdim. Bu basit bir şey belki ama bunu söyledim diye tenkit gördüm.
 
Soner Toros: Sizce Isparta nereye doğru gidiyor?
 
ALTAN RAŞİT CİVAN: Isparta’da reform hareketi olması gerekiyor. Siyasilerin, işadamlarının tümü oturup önlerine şapkalarını koyup bir düşünmeleri gerekiyor. Biz siyaseti yapalım, ama İncesu’dan sonra yapalım, ama Ağlasun’dan sonra yapalım, Ama Dinar’dan sonra, Şarkikaraağaç’tan sonra yapalım. Biz gelin burada Isparta’yı düşünelim. Bunu düşünmezlerse Isparta’nın hali bundan önce nasılsa bundan sonra da öyle olur. 
 
SONER TOROS: Isparta Belediyesi ile ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı?
 
ALTAN RAŞİT CİVAN: Ziya Günaydın’ın insan olarak severim. Ama siyasi yönde hiç olmadığım yönde olmuştur. Siyaseten karşı karşıya geldik. Ziya’nın birçok tenkit edilecek yönü vardır. Ama bir hakkı da teslim etmek gerekir. Allah var, makine parkını gördüm. Gül Festivali’nde bir konvoy yapmışlar. Köy Hizmetlerinin önünden başladı konvoy saydım, iş makinelerini. Sanayiye gittim, orada bir sohbet ortamında ‘Ziya’yı tebrik ediyorum, İş makinesi parkını beni ikiye katlamış zevkle seyrettim’ dedim.
 
SONER TOROS: Son olarak Altan Raşit Civan nereye gidiyor?
 
ALTAN RAŞİT CİVAN:  Hiç isteyen olmadım. Hep istenen oldum. 1979 Askerden geldim, Doğan Kımıllı beni çağırdı. Benim ustamdır. ‘Seni Fen Müdürü yapıyorum’ dedi. ‘Başkanım benden daha tecrübeli arkadaşlar var’ dedim. Bana ‘ Ona ben karar veririm kardeşim. Seni Fen Müdürü yaptım’ dedi. 
 
İki,1989 Merkez İlçe İkinci Başkanıyım, Arkadaşlar toplanmışlar dediler ki ’Bizim adayımız sensin’ Merkez ilçenin ikinci başkanısın aday adayımız sensin.’dediler.  Talep onlardan geldi. ‘Erken değil mi’ filan dediysem de dinlemediler. İstenen olmak.
 
1994 yılı İstanbul. Büyükşehir Belediyesi’nde Sayın Başbakanımız Belediye Başkanıydı.  İstanbul’da Genel Sekreter Yardımcılığı yaptım (Gizli genel sekreterdim yani) 1996-2000 Ankara Büyükşehir Belediyesi Ego Genel Müdürlüğü ve Genel sekreterlik. 2001 Yılı yine İstanbul’da genel sekreterlik. 2009 yılı Yine Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Koordinatörlüğü. Lazımsak varız. 6 tane çocuğum var. (gelinler ve damatlarla birlikte) Bunların da ellerinde bir iş olması gerekiyor. Onları memur yapamadık tabi. 2009 yılında gidiyorum çocuklara gölgeme yaklaşmayın diyorum. Çevreme yaklaştırmam etik değil.
 
2006 yılına kadar burası hariç benim oturacak evim yoktu. Hep kirada oturdum. Allah göstermesin 1994 Yılında İstanbul’da kirada oturduğum evlerden kaç tane ev sahibi olurdum. Ama 2005-2006-2007 yıllarında ‘Allah yürü ya kulum’ dedim. Ev sahibi oldum, ikinci el arabaya biniyordum, şimdi cipe biniyorum. Evim var arabam var, işlerimiz iyi. 7 ayrı yerde şathiyemiz vardı. Şimdi teke düştü. Ama durumumuz iyi. Faizin haram olduğunu biliyorum. 1984 yılında Isparta Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü’nden ayrıldım. Müteahhitliğe başladım dua ettim ‘Yarabbi, beni bankaya muhtaç etme’ dedim. Faizli alınan paranın çok ocaklar batırdığını biliyorum. 2010 yılına kadar faize gerek kendi işimde gerekse belediyelerde faize hiç bulaşmadım. 1996 yılı EGO Genel müdürü iken ilk ödediğim maaş hariç. Maaşları ödeyemedim o zaman bankadan kredi kullandım. 2010 yılından bu yana birazcık kredi kullanmaya başladık. Sebebi şu: 2005-2006-2007 yılı 7 ayrı yerde şantiyemiz var ve her şantiyede 2’şer bekçi çalıştı. Yani 14 bekçi çalışıyor. Şantiye bire düştü ve 12 bekçi boşa çıktı. Çocuklar baba ‘İşimiz yok çıkaralım dediler’ ‘hayır’ dedim. 
 
Bakın Cenab-ı Allah 2006 yılına kadar bize oturacak ev vermedi. Diyor ya ‘Zenginliği istediğimize ilmi de isteyene veririm’. 2005 yılı inşaatlara başlamışız, 2006 yılı kazanmaya başlamışız, ilk önce babaları anneleri bizim evimiz oldu. 2008 yılında oturduğumuz ofisi satıyorlarmış satın aldık. Çocuklar ev sahibi oldu. Bunları şantiyedeki bekçi, tekniker, teknisyen, şantiye şefi kontrol mühendisi ‘yarabbi bu adam beni işe aldı imkan sağladı, risk sende bu da vasıta oldu, bunun işine ihsan getir dediyse’ Allah kabul ettiyse, ben bu adamı çıkarırsam vebalini ödeyemem. Onun için Altan Raşit Civan birazcık kendi işlerine bakmaya çalışacak. Ama devlet bizim devletimiz, siyasette yokum, bürokraside ‘lazımsın’ derlerse varım.
 
BU RÖPORTAJ KASIM 2012'DE YAPILMIŞTIR