3 Temmuz günü Mısır Ordusunun meşru seçilmiş Cumhurbaşkanına darbe yapmasının ardından yaklaşık 3 haftaya yakın bir süre geçti. Darbeyi daha önceden planlayan, darbenin yapılması için gerekli şartları hazırlayan ordu, Meşru seçilmiş Cumhurbaşkanını görevinden alarak, mevcut anayasayı da askıya almıştı. Kendi içlerinde de sıkıntıya düşen Ordu aslından böyle bir karşı direniş beklememiş olacak ki, Namaz kılan Halkının üstüne ateş açarak öldürmeyi de meşru saydı.

Tabii bu darbeyi Ordu yaptı desekte bu darbenin arkasından Batılı ülkelerin olduğunu gördük. Yaklaşık 85,5 Milyon nüfusa sahip Mısır devleti, 30 yıllık saltanat süren Hüsnü Mübarek’i gönderdikten sonra işlerin daha iyi olacağını düşünmüştü. Ama işte işler beklediğiniz gibi olmuyor. Zaten batılıların duvarlara kafalarını vurdukları Arap Baharı bir anda muhafazakâr İktidarlara önemli bir yolu açmıştı.

Arap Baharının geçtiği ülkelerde bir bir muhafazakâr kökenli iktidarların gelmesi Batılı Ülkeleri ’Biz ne yaptık?’ demeye götürmüştü. Mısır’ın hem Ortadoğu’da hem de Arap coğrafyasında önemli bir ülke olduğunu bilmemiz yeterli.

Batılılar bu kez hata yapmadılar. Arap coğrafyası için önemli ülkelerden biri Türkiye iken can alıcı bir diğer ülkede Mısır’dır. Batılı ülkelerin Türkiye üzerinde kaybettikleri güç Mısır içinde olamaz dı? Ortadoğu ve Arap coğrafyasında büyük planları olan Batılılar Mısır’ı kaybedemezlerdi. Mursi eğer görevine devam etseydi ikinci Türkiye olabilir, buda batılıların hiç işine gelmezdi.

Şöyle bir geçmişe dönecek olursak, Hüsnü Mübarek’in son döneminde, Mısır ile Fransa arasından 5 milyar dolarlık büyük anlaşmalar yapılmıştı. Mursi iktidara geldikten kısa bir süre sonra bu anlaşmaları iptal ettirmek için mahkemeye götürecekti. İşte o tüm anlaşmaların iptal davalarının başlayacağı tarihe 1 hafta hala Mısır ordusunun darbe yapmasının ne kadar manidar olduğu ortadadır.

Batılı ülkelerin darbe sonrası sessiz kalmaları ise ayrı bir fecaat oldu. Her zaman insan hakları ve demokrasi diyen ülkeler bir anda akıl tutulması içinde sessiz kalmayı tercih ettiler. Tamam, şunu da yazalım. Mısır’da Mübarek’in devrilmesinin arkasından yapılan seçimlere katılma orası %42’idi. Mursi Bu %42’nin %51’ini alarak Cumhurbaşkanı oldu. Sonuç olarak seçimle gelmiş meşru olan bir Cumhurbaşkanıydı.

Peki, şimdi Mısır’da ne olacak? Olacak basit, yeniden Müslüman Kardeşlerin iktidara gelmemesi için Batılılar, Ordu, Selefiler, Kıptiler hepsi birlik içinde Müslüman Kardeşlere karşı çalışacaklar. Türkiye için çok değişen bir durum olmaz. Mısır, Türkiye için Afrika’ya açılan bir kapıdır. Eninde sonunda Türkiye’nin interland’ına girecektir. Bu kısa zamanda olur uzun zamanda olur ayrı bir konu.

Kalın Sağlıcakla.