"SİVİL ASKERLER" 

“Balyoz Darbe Planı” Taraf Gazetesinde yayınlandığında toplumda derin bir şok ve kaygı uyandırmıştı. İlk tepkiler “yok daha neler” şeklindeydi. Fakat mesele aydınlanmaya başlayınca konunun ehemmiyeti toplum tarafından daha bir paylaşılır hale geldi. Fakat hızlı değişen gündem ve bir takım medya kuruluşları Balyoz Darbe Planının kahramanlarını vitrine taşıyarak masum gösterme gayretleri  ve olayı sulandırma çabaları,  Toplumda bahsi geçen darbe planının üstünün  kapatılacağı şüphesini  uyandırıyordu.

Nihayetinde Balyoz Darbe Planı  bağımsız ve tarafsız  yargının insiyatif alması ile kendi mecrasında yürümeye başladı. Doğru olanı da budur. Çünkü ortada bir iddia var ve bu iddia toplumsal huzurun teskin edilmesi  anlamında süratle vuzuha kavuşturulmalıdır.

Meseleye bu perspektiften bakabilmek  ne asker düşmanlığı ne de hükümet hayranlığıdır.  Meseleyi açıklığa kavuşturmak ancak ve ancak Hukukun görevi olabilir.

Sorun; bu süreçte  sesi biraz fazla çıkan sivil askerlerdedir. Sivil askerler bu süreçte gerçekten şoka girmiş haldeler. “Nasıl olur koca koca paşalar gözaltına alınır, nasıl savcılar tarafından sorgulanır” şeklindeki sorularını sıklıkla sormaya başlamaları gerçekten ilginç.

Belki de sivil askerlerdeki şokun şiddetinin  bu kadar yüksek olması,  artık askerlerin darbe planlayamayacağı, sivillerin de onlara "Hadi darbe yapın" diyemeyeceği bir Türkiye'ye doğru gidiyor olmamızla ilgili olabilir mi?