HAYAT BİR SINAV

İnsan, yaşam mücadelesini sürdürürken,  çeşitli sınavlardan geçer.

Bir dere düşünün ve o dere üzerinde oradan oraya sürüklenip giden bir yaprağı.  O derenin içine girdiyseniz, ne o derenin akışını,  ne de yönünüzü değiştiremezsiniz.  Derenin içinde şayet sürüklenen sensen, yapacak bir şey yoktur. O dere nereye gidiyorsa, oraya gitmekten başka çareniz yoktur. Derenin gidişatından memnun değilseniz, doğru dereyi seçmemişsiniz demektir. O zaman doğru derede yaprak olacaksınız demektir.

“ Efsane Wimbledon'un ilk zenci şampiyonu Arthur Ashe, kan naklinden kaptığı AIDS'den ölüm döşeğindeydi. Dünyanın her köşesindeki hayranlarından mektuplar yağmaktaydı. Bunlardan bir tanesi şöyle soruyordu :

“ Yaradan böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti? "

Arthur Ashe tevekkül sahibi biriydi ve cevabı da tam ona göreydi :

" Dünyada her sene 5 milyon çocuk tenis oynamaya başlar.

500 bini tenis oynamayı öğrenir.  50 bini profesyonel tenisçi olur, 5 bini yarışmalara girer,  500'ü büyük turnuvalara erişir, 50'si Wimbledon'a kadar gelir,  4'ü yarı finale,  2'si finale kalır.

Elimde şampiyonluk kupasını tutarken ; Yaradana ' neden ben? ' diye hiç sormamıştım.

Sıra acı çekmeye gelince sorarsam hadsizlik olmaz mıydı ? "

" Mutluluk insanı tatlı yapar, başarı ışıltılı, zorluklar güçlü, hüzün insanı insan yapar, mağlubiyet mütevazı...

Yaradana  asla ' neden ben? ' diye sormayın. Ne olacaksa zaten olur. " “

Gideceği yeri bilmiyorsa insan varacağı yerinde önemi yoktur. Varacağı noktayı bilmek, nereye ve nasıl gideceği konusunda fikir sahibi olmak önemlidir. Önce gittiğiniz yol, yol mudur ona bakacaksınız, sonra bu yolda kimlerle yolculuk yaptığınıza. 

Yollar bitmez, hedefler tükenmez ancak bütün insanların vardığı bir tek nokta vardır. Bu yolda ilerken en önemlisi, kırdığınız ve kazandığınız gönüllerin sayısıdır.

Nefes alırken, içinde bulunduğun hava artık yetmiyorsa size, kelimeler kifayetsiz kalıp susmayı yeğlediyseniz, acımasızca saldırıyorsa egolar, ayakların geri geri gidiyor ve gitmek kifayetsiz kalıyorsa, dağlara dönmeli yüzünü insan. Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak yeni insanlarla yola devam etmeli. Yeni keşiflere yelken açmalı.

Her geçen gecede, ölüme bir gün daha yaklaştığımız şu dünyada;  zamanın bir nehir, kendisinin bir sal olup da, o dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı.

Baş döndürücü bir hızla ilerliyorsa hayat, değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri, küçük şeylerle başlamalı belki; geçmişin alışkanlıklarından kurtulmalı, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini; gördüğünü hissedebilmeli!

Ön yargılardan kurtulmalı insan, ön yargıyla hareket edenler, ön yargılarının esiri olur ve ön yargı zehri ile boğulurlar.

Sağlığını kaybedip ölümle yüz yüze gelmeden önce, değerli olabilmeli hayat. İlla büyük acılar çekmemeli küçük mutlulukları fark etmek için!

Yaşam öylesine güzel, öylesine heyecanlı ki, yeter ki güzeli görüp, doğru pencereden bakabilmeli  insan.
 

Sağlıcakla kalın