BOĞAZOVA BATAKLIĞI,NASIL

EĞİRDİR FİDANLIĞI OLDU?...

…VE ISPARTA ELMACILIĞI NASIL BAŞLADI?

 

                                                         Zeki TARHAN – ANKARA

                                                         ------------------------------------

 

                      Bugünkü “ELMA ORMANI”nı oluşturan BOĞAZOVA’nın bağrından bir güneş gibi doğan MARİM’in 50’li yılların başlarındaki dünyaya geliş öyküsünü anlatacağım…Dünkü yazımda kısaca değinmiştim. Doku Kültürü Laboratuarını; Kontrollü Koşullar olarak değerlendirebilir ve İlk Doğum Ünitesindeki Küvez’e benzetebiliriz. Alıştırma Serasındaki Alıştırma Masalarını,yani birinci bölümü Yoğun Bakım Ünitesi olarak da düşünebiliriz. İkinci Bölüme ise; “SERVİS” demenin hiçbir sakıncası da yok.

                                                                  ***

                     Yukarıda anlattığım, bugünkü MARİM’in en son geldiği aşama. Şimdi de, 50’li yılların başlarına gidelim ve bu doğum nasıl gerçekleşmiş,hep birlikte görelim…

                      Ziraat Mühendisi Osman BOYACI, Tarım Bakanlığı-Ziraat İşleri Genel Müdürlüğü-Sebze,Meyve Geliştirme Şube Müdürüdür ve Isparta’lıdır. Yıl 1952’dir. Osman Bey, memleketi olan Isparta’ya yatırım yapmak ister. Ve araştırma yaptırır…Bu araştırmanın sonucunda görür ki; Eğirdir Gölü’nün Hava Sirkülasyonu,Antalya’ya doğru,KOVADA VADİSİ’ne doğru akışının, Meyve Fidanlığına iyi geleceğini saptar…Ancak; Kurmayı düşündüğü FİDANLIK yerinin, BATAKLIK ve ÇAYIR olması dolayısıyla,buranın ıslah edilmesi gerektiğini ve bunun da kaçınılmaz olduğu sonucuna varır.Böyle bir araştırma ve elde edilen sonuç, 1954 yılında gerçekleşmiştir.

                                                                     ***

                       Yine,Isparta’lı olan Ali Kemal BEDESTENCİ’den, 1954 yılında yapılan bu çalışma sonucu,Tarım Bakanlığı Bursiyeri olduğu için,Eğirdir’de ıslah çalışması yapması istenir…Ve BEDESTENCİ Eğirdir’dedir…Tarih: 1954-1955 yazı…Ve Fidanlık kurulacak yer, 500 Dönümlük bir alandır. Traktöre binmiş, traktörü bizzat kullanarak 500 dönümlük alanın temizliğini yapmış bir kişi olan BEDESTENCİ, o günleri bakın nasıl anlatıyordu:

                      “…Fidanlığın etrafına, (1.5 ) metre çaprazla KAVAK Fidanları diktik…Bunun sebebi; EĞİRDİR GÖLÜ’NDEN KOVADA VADİSİNE OLAN FAZLA RÜZGÂR AKINTISINI ÖNLEMEKTİ. Arazi ıslah edildikten sonra, FİDAN PARSELASYONLARI yapıldı.

                       Mustafa isminde,orta ziraatçı (Rahmetli Halil ÜSTÜN’ün mesleğinden) Fidanlık Müdürü oldu. Bu arkadaş, Niğde’de Fidanlıkta çalıştığı için, tecrübe sahibi idi. Bunun tecrübesinden istifade edilerek,Niğde ve Malatya’dan getirilen ELMA GÖZ AŞILARI, “ÇÖĞÜR” dediğimiz aşılanmamış elma fidanları üzerine GÖZ AŞISI yapıldı. Ben günde 800-1000 adet göz aşısı yapıyordum…Ve böylelikle, EĞİRDİR FİDANLIĞI’nın temeli atılmış oldu. Bu arada, Ziraatçı Halil ÜSTÜN de yardımcı oldu…

 

                                                     Yarın: DEVLET,ÖZEL GİRİŞİMİN ÖNÜNÜ AÇTI.

                                                                 …VE HALİL ÜSTÜN GERÇEĞİ…