25 yıl İl Müftülüğü yapan Halil Elitok, Müftülere nikah kıyma yetkisi veren düzenlemenin genç çiftlerin geçici keyfi nikah kıydırmasına engel olacağını, dini ve resmi nikahın birleştirilmesi noktasında kadının hakkını ve hukukunu koruyacağını savundu.

Müftülere nikâh kıyma yetkisi değişikliğini içeren tasarı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda kabul edilmesinin ardından evlendirme iş ve işlemlerinin daha da kolaylaşacağı savunması yapılıyor. 

Ana Muhalefet Partisi ile bazı kadın örgütleri ise laiklik ilkesine ve kadın haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle tasarıya karşı çıkıyor.

4 YIL ISPARTA İL MÜFTÜLÜĞÜ YAPTI

Uzun yıllar çeşitli kentlerde Mütfülük yapan Halil Elitok, tartışmalı düzenlemeyi Akdeniz'e değerlendirdi.   

1980-1984 yılında Isparta İl Müftülüğü yaptığını anlatan Elitok, “Isparta müftülüğünden önce İstanbul’ da Diyanet İşleri Başkanlığının Haseki Eğitim Merkezi İhtisas merkezi vardı. O ihtisas merkezini bitirmiştim. Bitirdikten sonra da 1980 yılı ekim ayında Isparta müftüsü olarak görevlendirildim. Isparta’nın müftülüğünde 4 yıl fiili görevden sonra o yıl Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bir yönetmelik çıktı. Ondan önce öyle bir yönetmelik uygulaması olmadığı için kendi illerinde görev yapanlar herhangi anormal bir durum olmadığı sürece içerisinde istedikleri kadar kalabiliyorlardı. Fakat bu yönetmelik çıktıktan sonra benimle beraber kendi illerinde görev yapan 19 il müftüsünün tayinleri yapıldı.

Benim tayinim buradan Tokat’a yapıldı ve Tokat’ ta 5.5 yıl Recep Yazıcıoğlu ile birlikte 5 buçuk yıl görev yaptık. Ondan sonra da Ordu’ya tayinim yapıldı. Ordu’da 3.5 yıl kaldıktan sonra Denizli İl Müftülüğüne tayinim yapıldı ve Denizli il müftülüğünde de 12 yıl fiili görevde bulundum. Daha sonra rahmetli Recep Yazıcıoğluyla birlikte Denizlide de çalışma imkanımız oldu” dedi.

‘BUNDA HİÇ BİR SAKINCA YOKTUR'

Müftülerin nikah kıyma yetkisinin verilmesiyle ilgili soruya da 2 boyutta bakan emekli Müftü Elitok, şöyle konuştu:

“Birincisi resmi prosedürü tamamlama  bakımından. Tabii müftü resmi devlet memuru olmasıyla  resmi bütün işlemler müftülüklerce yürütülecektir. Bunda hiçbir sakınca yoktur. Özellikle ben zaman kaybını önleme açısından çok önemli. Çünkü vatandaşımız resmi nikâhtan sonra dini nikah kıydırıyor. Ayrıca imam nikahı içi dini nikahı için görevli oldu, olmadı, imam bulundu bulunmadı, gibi bir zaman kaybına da sebep olmaktadır. Bence müftülerin nikah kıymaları  dini ve resmi nikahı birleştirmiş olmaları açısında da önem arz etmektedir. Zaman kaybını önleme açısından hiç bir mahsur görmüyorum. Çünkü devlet memurudur ve diğer muhtarların nikah memurlarının  yaptığı  bütün işlemlerde yapacaklardır. Çünkü böyle bir işi yapmadan herhangi bir nikah kıyma söz konusu değildir."

GEREKSİZ BİR ENDİŞE

Konuyla ilgili spekülasyonlara katılmayan emekli Müftü Elitok, açıklamalarına şu ifadelerle sürdürdü:

“Bazı insanların dediği  gibi çocuk evliliklerinin önü açılacak gibi bir takım spekülasyonlarda yol  aşılmaktadır ki ben buna inanmıyorum. Çünkü çocuk    evliliklerinin nikahını zaten eğer kıyma gibi bir durum söz   konusu  olsa müftü zaten kıymayacaktır. Çünkü yaşı buna müsait değildir. Dolayısıyla  müftü kıyamayacağına göre eğer böyle bir endişe varsa bu endişe sadece müftülüklerde değil muhtarlarda da olmalıdır. Veya belediyenin nikâh kıyma memurları belediye işlemler noktasında da böyle bir endişe taşınabilir.

Oralarda böyle bir endişe taşınmıyorsa  o zaman müftülüklerin kıyacağı nikahta böyle bir endişe taşımaya gerek yoktur zaten. Çünkü müftü devlet memurudur. İfade ettiğimiz gibi yasa da bütün şartları yerine getireceklerdir. Yasa da mevcut olan aranması gereken bütün kriterleri yerine getireceklerdir. Tescil işlemini de müftülük yapmış olacaktır.

Yani önemli olan burada müftülükleri bence şu töhmetten yeni çıkan yasa kurtardı. Zaten  genç nişanlılar arasında gayri resmi  bir nikah kendi aralarında kıydırıyorlardı. Çünkü bu artık yaygın hale gelmişti. İşte bunun önüne geçmiş olacaktır. Bu hadise bunun önüne geçmiş olacaktır. Yani gençler arasında geçici keyfi nikahında önünü almış olacaktır.

Bu bakımdan müftülüklerin kıyacakları nikah hem dini hem de resmi nikahı birleştirme noktasında kadının hakkını ve hukukunu koruma noktasında tescil olacaktır. Çünkü tescil edildiği zaman da hak hukuku korumuş olacaktır. Dolayısıyla aynı anda müftünün kıyacağı resmi nikah prosedürün yerine getirilmesinden sonra yapacağı bir dua da dini nikahı birleştirmiş olacaklardır. Bunu ben Denizli müftülüğümde  zamanın belediye başkanına teklif etmiştim. 

YILLAR ÖNCE TEKLİF ETMİŞTİM

Sayın Başkana 'Belediyede böyle bir resmi nikah kıyılıyor dolayısıyla  oraya ben bir din görevlisi görevlendireyim,  bu resmi din görevlisi de duasını yapmak suretiyle zaman kaybı önlenmiş olsun ve dolayısıyla  dini nikah resmi nikahla birleşmiş olsun' demiştim. Bana verilen cevap ‘herkes görevini yapsın’ olmuştu. 15-20 sene önce teklif etmiştim.

Biz zaten o zamanlar bunları düşünmüştük. Çünkü bu bir ihtiyaç. Zaten vatandaş resmi nikahın yanında dini nikahını kıydırıyor. 'Dini nikahı niye kıydırıyorsun' diyemiyoruz vatandaşa. Çünkü onun anlayışı o. Müslüman olmanın  gereğini yerine getirmek istiyor. Bu bakımdan bence bu hem zaman kaybını önleme açısından  hem de resmi ve dini nikahın birleştirilmesi açısından önemli bir adımdır ve öyle değerlendiriyorum ve endişeleri boşa çıkaracaktır. Bu noktada endişe eden kardeşlerimiz  dostlarımız da boşuna endişelendiklerini zamanla fark edeceklerdir. Hayırlı olsun diyorum.”

Akdeniz