Küresel İklim Değişikliğiyle Mücadelede Türkiye'nin Rolü

Karbon emisyon, önlenemez sanayileşme modern insanın ve dünyanın hiç şüphesiz en büyük problemini yaratmıştır. Petrole olan bağımlılık ve sera gazının kontrol altına alınmaması ciddi bir boyuta ulaşmış durumda. Devletlerin ve ülkelerin gelişmişlik seviyesinin pek önemli olmadığı bu doğal afet artık dünyayı tehdit ediyor. Elbette her alanda bununla mücadele etmek için önlemlerin alınması elzem. Mesela, eğlence merkezi gibi görülen yerler bile artık dijitale taşınarak karbon emisyonu ve tüketim çılgınlığını engellemenin bir parçası haline gelmiştir. Peki tam olarak Türkiye’nin küresel iklim değişikliğindeki rolü nedir? Amiyane tabir ile bugün bu konuyu tartışacağız ve resmi devlet raporlarıyla durumu sizlere sunacağız.

İlk olarak Dünya Meteoroloji Örgütü ile Birleşmiş Milletler Afet Riskini Azaltma Ofisi’nin raporlarına göz atmak önemli. Nitekim 1970 ile 2019 yılları arasında meydana gelen doğal afetlerin yarısından fazlası hava, iklim ve su kaynaklı oluşmuştur. Bu da tam olarak 11.000’den fazla iklim değişikliğinden kaynaklı doğal afetin olduğu anlamına geliyor. İşin en vahim kısmı ise bu doğal afetlerde toplam 2 milyondan fazla insanın hayatını kaybetmiş olması. Şimdi hazırsanız makalemize hemen başlayalım ve insanlık için kırmızı alarm sayılan iklim değişikliğine yakından bir göz atalım.

İklim Değişikliği Stratejileri ve Online Casinoların Etkisi

Küresel çapta kırmızı alarm sayılan iklim değişikliği ile mücadelede tüm ülkeler ortak bir tutum yaratmıştır. Dünyanın bütün ülkeleri bir araya gelerek protokoller ve anlaşmalar ile bazı adımları atmış diyebiliriz. Mütemadiyen bu anlaşmalar başarılı olsa da uzun vadede etkilerini görmek için çok erkendir. Aynı şekilde dünya genelinde de elzem olacak bazı çalışmalar vardır. Mesela, Maltcasino gibi platformlar sayesinde eğlence fiziki aktiviteden çıkarılarak dijitale aktarılmıştır. Dijital eğlencenin gelişmesi insanların daha az araç kullanmasına ve doğal olarak daha az karbon emisyon yaymasına olanak tanımaktadır. İşte Türkiye'nin de dahil olduğu bazı iklim değişikliği mekanizmaları:

●      BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (1994)

Atmosfere salınan sera gazları şimdilik iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden sayılmaktadır. Bu sözleşme ile birlikte ülkelerin sürdürülebilir kalkınmayı desteklemesi fikri hakim olmuştur. Mümkün olduğunca sera gazlarının azaltılması ve teknolojiler konusunda işbirliği bu protokolde ön plandadır. Türkiye ormanlarını, göllerini ve denizlerini koruma görevini üstlenerek iklim sistemindeki olumsuz etkisini azaltmayı deniyor diyebiliriz.

●      Kyoto Protokolü (2008 - 2020)

Kyoto Protokolü ile birlikte Türkiye dahil birçok sanayileşmiş ülke sera gazı emisyon oranlarını düşürmeyi taahhüt etmiştir. Bu oran 2008-2012 yılları arasında %5 olarak biliniyor. Durumun her geçen gün kötüleşmesi sonucunda ise yine Kyoto Protokolü çerçevesinde 2012 yılında tekrar bir karar alınmıştır. Bu karara göre Türkiye ve sanayileşmiş ülkeler 2020 yılına kadar sera gazı salımını %18 azaltmak ile görevlendirilmiştir.

●      Paris Anlaşması (22 Nisan 2016)

Paris Anlaşması küresel sıcaklığın düşürülmesi için planlanmış bir projedir. Türkiye, 2016 yılında New York'ta anlaşmayı imzalamış olsa da henüz onaylanmadığını söyleyebiliriz. Ancak her şart ve koşulda Paris Anlaşması’na katılmanın elzem olduğunu düşünüyoruz. Nitekim dünyanın sıcaklık artış ortalaması 2 derecenin üstüne çıkmış durumda. Amiyane tabir ile önlem alınmazsa dünyamız geri döndürülemez şekilde hasar alacaktır. Paris Anlaşması gereği toplam 195 ülke dünya sıcaklık artışı 1,5 dereceyle sınırlamak yönünde çaba göstermelidir.

Türkiye’nin İklim Değişikliği ile İlgili Çabaları

Protokoller, anlaşmalar ve sözleşmeler her ne kadar önemli olsa da gösterilen çaba daha da değerlidir. Bu kapsam ile her ülkenin elini taşın altına koyması elzemdir. Bu noktada da Türkiye’nin neler yapmaya çalıştığına isterseniz listeler halinde yakından bir göz atalım.

●      Enerji: Sera gazı emisyon kontrolü için enerji sanayisine yatırım. Nitekim bu yatırım gereği hidrolik ve rüzgar enerjisi ile yerli kaynaklar ön plana çıkmaktadır.

●      Ulaştırma: Yük ve yolcu taşımacılığı konusunda ulaştırmaya dair planlarda önemlidir. Bu konuda kombine taşımacılık ön plana çıkarılmaya çalışılıyor.

●      Sanayi: Sanayiciler ve tüketiciler sera gazı emisyonları konusunda takip ediliyor ve bilgilendiriliyor. Teşvik edici çalışmalar ile sanayinin tüketimini etkilemeden iklim değişikliği ile mücadele ediliyor diyebiliriz.

Blockchain Teknolojilerinde Devrim: Yaşam Ayavefe'nin Projeleri Blockchain Teknolojilerinde Devrim: Yaşam Ayavefe'nin Projeleri

●      Atık Yönetimi: Belediyeler atık eylem planına dahil edilerek geri kazanım miktarının artırılması amaçlanmaktadır. Mütemadiyen bazı belediyeler katkı sağlayamasa da genellikle tüm Türkiye'de bununla ilgili bir mücadele vardır. Atık depolama, yok etme ve enerji üretme konusunda yoğun bir çaba var.

●      Tarım ve Ormancılık: Bilinçli gübre kullanımı, sulama ve toprak işlemede modern teknikleri kullanmak elzemdir. Organik ve kuraklığa dayanıklı bitki türlerini üretmek ise yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlamıştır. Nitekim sulama konusunda ciddi çalışmalar yapılarak su tasarrufu başarıya ulaşıyor diyebiliriz.

Uzun vadede bu görevlerin başarılı olup olmayacağını göreceğiz. Ancak küresel çapta tüm devletler bir araya gelmezse tüm çabaların boşa gideceğini ifade etmek isteriz.

Editör: Newstanitim Newstanitim