BİLİNMEZLERE YELKEN AÇMAK;
An gelir kelimeler düğümleniverir boğazınıza. Lügatta kelime kalmamışçasına, dona kalırsınız. Tükenmiştir sanki kelimeler, bakakalırsınız.
Yılların verdiği birikim, bir anda uçup gitmiştir ansızın. Söylenecek sözleriniz varsa, duygularınız tavan yapmışsa, susarak konuşmaktır çözüm yolu.
Susarak konuşmak zordur. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlarda, haykırmak istiyorsanız, duygularınızı, birikimlerinizi, en güzel paylaşım haykırırcasına susmaktır işte o zaman.
Susmak erdemdir, demdir insana. Sessizliğin sessizce iç geçirmesidir, susmak. Konuşması gerektiği anlarda, susmayı başarabiliyorsa, çayın demlenmesi gibi demlenir insan.
Susmak hoşgörüdür. Bazen farkında olmadan, kasıt gütmeden, bazen de karşıdakine zarar vermek adına, yapılan bir davranış karşısında bile, olumsuzlukları görmezden gelip, cevabından vaz geçip, söylenecek sözlerinden ödün verebiliyor ve susmayı başarabiliyorsa insan, hoşgörüsünü sunmuştur karşısındakine.
Konuşmak ne kadar ihtiyaçsa, susmak da o kadar elzemdir bu dünyada.
Konuşamazsın anlatacak çok şeyin varken, konuşamazsın çünkü, konuşmak bazen, çözüm olmaktan çıkmıştır.
Konuşmak zorlaştırır yaşamı, nefes alamazsın, konuştukça rahatlayacağını sanırsın, oysa ki konuşmak, yeni bilinmezlere yelken açmaktır. Oysa ki, bu gemi yeni bilinmezlere hazır değildir, bu yelkenlerle.
Susarsın, çünkü konuşmalarının sonu, yine yüreğine saplanacak bir hançerdir. Susarsın, çünkü konuşmak kifayetsizdir. Susarsın, dışına akıtıp karşındakileri zehirleyeceğine, içine akıtıp kendini zehirlersin, bazen yüreğini feda edersin.
Kelimeler hoyratça savruluyor, hırçın cümleler kuruluyorsa, hançerler saplanıyor, yürekler dağlanıyorsa, bütün bu anlarda bile susmayı başarabiliyorsa insan, sabır sınavından geçiyordur.
İnsan karşısındakini dinleyebildiği kadar susarmış.
Susmak, terbiyedir, sabırdır, sükunettir. Susmak bazen verilen en güzel cevaptır.
Sağlıcakla kalın,