Türkiye genelinde açık farkla 31 mart yerel seçimlerini kazanan Ak Parti  Isparta’da kaybetti. Konya, Maraş, Kayseri, Malatya gibi rahatlıkla %60 üzerinde oy alabilmesini mümkün kılacak kültürel ve sosyal dokusuna rağmen, Isparta’da Türkiye geneli ortalamasının altında oy almış olmasının sebeplerini, partinin merkez ve yerel yöneticilerinin tartışacağı ve bazı sonuçlara ulaşacakları kanaatindeyim. Objektif bir değerlendirme yapılıp, sağlıklı neticelere ulaşılmaz ise; devam eden süreçte Isparta ve Ak parti yine mağdur olacaktır.
            Ak Partinin başarılı siyasi çizgisinin Isparta’ya taşınamamasının (veya taşıyamamanın) neden ve etkenlerinin derin analizini yapmak ayrı bir yazı konusudur.  
            Isparta’da seçimlerin kaybedilmesinin, seçim şartları içerisinde, anlaşılır basit gerekçeleri üç başlık halinde sıralanabilir.  Bu üç nedenden ilk ikisi parti dışı, sonuncusu ise parti içi sebepler olarak görülmektedir.
            a)Bir önceki seçimlerde Isparta’da ikinci parti olup, dört milletvekilinden birini çıkarmış CHP, bu seçimlerde 28 üyeli belediye meclisine bir meclis üyesi dahi gönderememiştir. CHP’nin oylarının büyük oranda MHP’ye kaydığı görülmektedir.
            b) Gülen grubu Türkiye çapında seçimleri etkileyemese de Isparta’da MHP adayının kazanmasında önemli bir rol oynamıştır. Ak parti adayı ile MHP adayı arasında ki yaklaşık beş bin oyluk fark, bu grubun Isparta’da etkileyebileceği potansiyel olarak görülebilir.  
            c)Aday ve listelerle ilgili parti içi neden ise iki alt başlıkta değerlendirilebilir.
            1)Ak parti adayının toplum tarafından yeterince tanınmaması.
 Esasen adayın iki yıldır il başkanlığı yapıyor olması, toplumca tanınabilmesi için yeterince zaman ve imkana sahip olunduğu anlamına gelmektedir. Bu sürede özellikle gezi olayları, çözüm süreci vesilesi ile ilimize gelen akil insanlara yönelik tartışmalar ve yerel konulardaki basın üzerinden yapılan tartışmalarda Ak partinin siyasi düşünceleri, yerel siyasi aktörlerce, topluma anlatılmasında yeterince aktif olunmamıştır. Gerek gezi olayları gerekse akil insanlarla ilgili çeşitli parti ve kişilerce yerel basına verilen o kadar çok demeç, beyan içerisinde Ak parti İl başkanlığının demecini, bildirisini gören oldu mu? İl Başkanlığının görevlerinden sayılabilecek bu hususlar, aynı zamanda yerel siyasilerin tanınmasını, anlaşılmasını sağlayacaktır.
            2)Bir partinin kapıları siyasi faaliyete bulunmak isteyen dürüst her insana açık olmakla beraber bunun bir tek anahtarı olmalıdır ki; partinin siyasi düşünce ve toplum yönetme, yönlendirme değerlerinin o kişice benimsenmesi ve topluma deklare edilmesi gerekir.
            Ak parti son iki yüzyıldır, bu toplumda ki iki taraflı (batıcı-seküler ve yerli-Müslüman) temel tartışmanın,  yerli-Müslüman düşünce savunucularının bu günkü siyasi temsilcisidir.
            Öncesinde Ak partili olmayan fakat Belediye ve il genel meclisleri oluşturulurken, büyük açılım sloganları ile listelere yazılan bazı yerel siyasetçilerin, Ak partinin siyasi düşüncesini tanıma ve taşıma hususunda,  parti tabanı üzerinde oluşturduğu şüpheler seçim kazanamamada önemli bir sebep olsa gerektir.  Bu konuyu listeler kesinleşmeden önce “siyasi münafıklık” başlıklı yazıyla özellikle izah etmeye çalışmış ve parti tapanının düşüncelerinin dikkate alınmasının önemini vurgulamaya çalışmıştık.  Kanaatimce bu husus Ak partinin başarısı ve devamlılığı açısından en önemli konudur.
Siyaset kişisel hırs ve tatmin alanı değil, ortak akılla toplumu ayakta tutan değerlerin savunulduğu bir platform olmalıdır.