Eğitimden, sağlığa, diyanetten, ulaşıma kadar her alanda görüşlerimizi yazıyoruz. Tabi yazılarımız birilerini rahatsız ediyor. Birilerinin de fesatlık duyguları kabarıyor. Çalışmayan beyinleri bizleri eleştirmek, iftira atmak için kısa süreli çalışmaya başlıyor.
 
Sorumluluğumuz ve Isparta sevdamız gereği özellikle eğitim ile ilgili sık yazıyor ve bazı konularda görüşlerimi açıklıyorum. Ancak bazı yorumlara bakıyorum ve çevreden bazı sesler duyuyorum.
Bunları önemsemiyorum ama sakat mantığı ortaya koymak ve bu ildeki bazılarının yapılarını sizlerle paylaşmak için bu satırları yazıyorum.
 
Ben eğitimin sorunlarını ve 17 Eylül’de yaşabilecekleri yazmışım, uyarmışım; Bazı okullar ile ilgili çözüm önerileri sunmuşum; birileri şu yorumları yazmış:”Sana ne”, “Bunuda mı bildin”, “Birilerinin ağzı ile yazma”, “Milli Eğitim Müdürünü yemek istiyorsun, senin kimi müdür yapmak istediğini biliyoruz” gibi.
 
Birincisi “bana ne” diyemem. Bu mesleği yapıyorsam, bu ilde yaşıyorsam sorumluluğum var. Sizler gibi Allah’ın verdiği aklı fesatlık için kullanmıyorum, aklımın erdiği kadar görüşlerimi ve çözüm önerilerimi yazıyorum. Daha doğrusu yaratanın verdiği aklı kullanma özelliğim var. Sizin yoksa benim suçum ne? Sizin kafanız çalışmıyor, zekanız yetmiyorsa ben ne yapayım?
 
Aslında “sana ne” eleştirisinin doğruluk (!) payı var. Çünkü bütün bu konularda şahsımı ilgilendiren bir yok. Evet “bana ne.” Ama bu il, bu okullar, bu çocuklar hepimizin. Göreceğim ben sizi eğitim sistemi çöktüğünde, göreceğim ben sizi insanlarımız okulların önünde çocuklarımız okullarda perişan olduğunda. Bu nedenle “bana ne” diyemiyorum, demeyeceğim.
 
Ben bu şehrin “spor” hariç her konusu ile ilgileniyorum ve kendime göre görüşlerim, bilgilerim var. Bu nedenle bazı konularda bildiklerimi yazıyorum. Bundan “size ne.” Madem rahatsız oluyorsunuz, yazılarımı okumazsınız olur – biter. Ama ben biliyorum okumadan edemezler, çünkü “Şakir ne yazdı” diye merak ederler. Beni okumak zorundalar. Olur ya belki, biraz bir şeyler de öğrenirler. 
 
“Birilerinin ağzı ile yazıyorsun” diyorlar. Evet, Isparta için doğru söylenen ağızlar ile yazıyorum. Ya siz kimlerin ağzı ile konuşuyorsunuz?
 
Gelelim en çok güldüğüm konuya. “Milli Eğitim Müdürünü yemek için yazıyorsun Yerine kimi getireceğini biliyoruz” yorumlarına. 
 
Bu yorumlar eskide kaldı değerli arkadaşlar. Milli Eğitim Müdürü Tacettin Yılmaz değişti. Kim geldi? Sabri Caner. Demek ki benim böyle bir derdim yokmuş. Sabri Caner’i Isparta’ya gelince tanıdım.
Benim getirmek istediğim isimler kimlermiş söyleyin bakalım. Yakup Kütük diyorsanız Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü oldu. Hiçbir akrabamın böyle bir derdi ve talebi yok. Makamları sizler verseniz kendileri almazlar. Eğer isteselerdi, merak etmeyin şimdiye kadar makamları alırlardı.
 
Bazı dostlarımın:”Şakir, neden bu yorumları dikkate alıyorsun, muhatap almana değmez” diyeceklerini biliyorum. Zaten muhatap almak için değil, geri zekalılıklarını ve salaklıklarını ortaya koymak için bunları yazıyorum. Ayrıca sürekli ciddi konular yazılmaz ki, biraz da kafa bulalım.
Bakın çok değerli “Beyni kabız, ağzı ishal arkadaşlar”: Fesatlığı bir kenara bırakın. Bizden daha iyi düşünün, bu ile faydalı olun, çözüm üretin elinizi öpelim. Ama sorunları gündeme getirmek, çözüm üretmek ne zamandan beri “sana ne” mantığı ile değerlendirilir oldu bu ilde?
 
Hani siz bana “sana ne” diyorsunuz ya. İyi de kardeşim benim yazdıklarımdan SİZE NE? Eleştiriye açığım ve memnun olurum. Ama, bu kadar basit, sığ bir mantığı da kabul edemem.
 
İnsanız, hatamız mutlaka var ve olacak. Ama bu beyinsizlerin yaptığı eleştiri değil, başka bir şey olsa gerek.
 
Canınızı sıkıyorsam, moralinizi bozuyorsam, beni sevmiyorsanız, beni görünce, yazılarımı okuyunca ÇAKAL olduğunuz aklınıza geliyorsa bundan BANA NE.
 
Hem kafanız çalışmıyor, hem eleştiriyorsunuz. Gelin hep beraber bu il için çalışalım, üretelim, ortak akılda buluşalım. Birbirimize SANA NE mantığı ile yaklaşırsak bir yere varamayız.
 
Tekrar ediyorum: Seviyeli ve mantıklı eleştirilere teşekkür ediyorum ve saygı duyuyorum. Ama iftira ve mantıksızlara da daha çok söyleyecek söz var.