Pazartesi günü akşamı Ispartaspor’un kongresi vardı ve yine ertelendi. Malumunuz, Ispartaspor’a bir türlü yönetici bulunamıyor. Bulunan yöneticilerin de takımı getirdikleri nokta ortada.

     İlk önce bir konuda açıklama yapmam lazım; ben spordan, hele hele futboldan asla anlamam, anlamak da istemiyorum. Ancak, birazdan yazacaklarımı anlamak için futbol otoritesi falan olmaya gerek yok.

YÖNETİMDEN TALEBİM

     Ispartaspor’a kim başkan olur, kimler yönetici olur, umurumda değil. Benim derdim Ispartaspor’un, birincisi ayakta kalması, ikincisi ise ligde kalması. Kulüp gırtlağına kadar borçlu, kulüp binasında yakacak kömürünüz yok, futbolculara sabah kahvaltısında yedirmeye beyaz peyniriniz yok. Bunların hepsi de birer tespit. Bir Cumhurbaşkanı, Başbakan ve defalarca Bakan çıkarmış bir ilin takımının hali maalesef işte bu. Gerçekten acınacak bir durum.

     Fakat, bu takım bu hale neden geldi?

     Bence, Ispartaspor’un şu anda içinde bulunduğu acınacak hale gelmesinde en büyük etken, cebinde çay parası bile olmayan insanların bu takıma yönetici olmasıdır. Ispartaspor’u çok seviyor olabilirsiniz, gençlik yıllarınızdan beri o takıma hizmet ediyor da olabilirsiniz, futbol sevdanızdan ölecek durumda da olabilirsiniz, ancak bütün bunların yanında, o kulübe harcayacak paranız yoksa, bu durumdayken yönetici olmak Ispartaspor’a verilebilecek en büyük zarar, yapılabilecek en büyük kötülüktür.

     Şu anda yönetimde bulunan arkadaşlardan rica ediyorum; lütfen, Ispartaspor Kulübü’nde, son 10 yılda kimler yöneticilik yapmış ve kim cebinden kaç para vermiş? Bunları kamuoyuna bir açıklasınlar.

     Ben biliyorum ki; 3-5 kişi hariç, en büyük Ispartaspor sevdalıları bile bu takıma harcadıkları her bir kör kuruşu geriye aldılar. Her yönetici harcadığı paraları ya temlik koyarak aldı ya da giderken aldı da gitti.

VALİLİKLE-BELEDİYEYLE OLMAZ

     Bir şehrin takımının gelişmesi, gelişemiyorsa da mevcut durumunu koruması, o ilin Valilik ve Belediyesinin takıma sahip çıkmasıyla mümkündür. Bu konuda hemfikiriz. Ancak, kulüp başkanının veya yöneticinin cebinde beş kuruş para yok, futbolcu sabah kalkınca kahvaltı edemiyor, ondan sonra, “Belediye Başkanı para versin”

     Böyle başkanlığı bende yaparım. Kulüp yöneticiliği bu şekilde oluyorsa o zaman bunun için o arkadaşlara ne ihtiyaç var? Kimin eli boşsa bu görevi ona verelim, Belediye Başkanı da para versin, kulüp şu andaki halinden bin kat daha iyi olur zaten.

YÖNETİM NASIL OLMALI?

     Isparta Belediyesi şu anda MHP’li diye, Ispartaspor yöneticilerinin de MHP’li olmasına gerek yok. MHP İl Başkanı İsa Yalçın’ın, kulüp yönetiminde yer almak isteyen bazı partililere engel olduğunu duydum. Bence çok doğru yapmış. Siyasetin spor kulübünde ne işi var? Her şeyden önce bu, hem o siyasi partiye hem de kulübe zarar verir.

     Peki yönetim nasıl olmalı?

     Ispartaspor Kulüp Başkanı olacak kişi için ilk ölçümüz; güvenilir ve cebinde parası olmasıdır. Bu kişinin altına, ITSO’dan 1 kişi, ITB’den 1 kişi, özel hastanelerden 1 kişi, belediyeden 1 kişi, işadamları derneklerinden birer kişi şeklinde toplanılmalıdır. Futbolcu hasta olunca, özel hastanelerden seçilen o bir kişi devreye girmeli, kulüp deplasmana gidemeyince ITSO’dan, ITB’den veya işadamları derneklerinden seçilen işadamları devreye girmelidir.

     “Şu benim adamım”, “bu falancanın adamı” diye yönetim oluşturulursa, 2 gün sonra takım yine deplasmana gidemez hale gelir ve yine Belediye Başkanının kapısı çalınır.

VALİ VE BAŞKANA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

     Yukarıda izah etmeye çalıştığım yönetimin oluşmasında en büyük rol, Sayın Vali ile Sayın Belediye Başkanına düşmektedir. Vali bey ve Belediye Başkanı, hem ağırlıklarını hem de makamlarını kullanarak böyle bir yönetimin oluşmasına ön ayak olmalılar. Aksi taktirde bu şekilde bir yönetim asla oluşmaz.

     Sayın Vali ve Sayın Belediye Başkanı, Ispartaspor’a balık vermek yerine balık tutmayı öğretmeliler.