MHP İl Başkanı İsa Yalçın ile sık sık sohbet ederiz. Ben bir gazeteci veya o bir İl Başkanı olarak değil, bazen ‘dostluk’, ‘ağabeylik’ ve ‘hemşeri’ sıfatlarımızı dibine kadar kullanırız. Son sohbetimizde, Isparta’da son zamanlarda yaşanan durağanlığın, demokrasi denince ilk akla gelen il olan Isparta’daki sosyal çöküntünün sebeplerini konuşurken şehrin dinamiklerinden sıkıntısını dile getirdi.

     Konunun düğümlendiği nokta ise Isparta Ticaret ve Sanayi Odası oldu. Daha doğrusu Oda Başkanı Hasan Hüseyin Kaçıkoç. İsa Yalçın, “Son yaşanan olayları üzülerek karşılıyorum” dedi. ‘Son yaşanan olaylar nedir?’ diye sorduğumda ise kulaklarıma inanamadım.

     İlk önce konunun ne olduğunu İsa Yalçın’ın ağzından aktarayım; “Ağustos ayının 27’sinde Genel Başkan Yardımcımız Tunca Toskay bey referandum çalışması için ilimize gelecekti. Ayın 24’ünde Hasan Hüseyin Kaçıkoç beni arayarak, Sayın Tunca Toskay’ı ITSO’da misafir etmek istediklerini söyledi. Bizim ITSO’dan toplantı organize etmesi için bir talebimiz olmadı, Sayın Tunca Toskay’ı misafir etme talebi Kaçıkoç’tan geldi. Ben kendisine programın netleşmediğini, onlara haber vereceğimi söyledim. Kaçıkoç, ben kendisine olumlu ya da olumsuz haber vermeden, görüşmemizden bir gün sonra yani 25 Ağustos’ta üyelerine toplantı duyurusu yaptı. 26 Ağustos’ta ise tekrar beni arayarak, “Toplantıyı ITSO dışında bir yerde yapsak olur mu?” dedi. Bende kendisine sebebini sorduğumda, “Televizyonda, MHP’nin hayır kampanyasına ITSO’dan başlayacağına dair bir haber çıktığını, (Ben bunun üzerine yaptığım araştırmada böyle bir haberin olmadığını tespit ettim.) ITSO yönetiminden kendisini çok zor durumda bıraktıklarını ve programın iptal edilmesini istediklerini, benim yardımcı olmamı istedi.” Bende, olayları yorumlama ve anlama kıtlığı yaşayan ‘bu adama’ programı iptal ettiğimizi ve bu davranışın karşılıksız kalmayacağını söyledim”

     MHP İl Başkanı İsa Yalçın’ın anlattığına göre, ITSO Başkanı Hasan Hüseyin Kaçıkoç kendisi evine misafir davet ediyor ve daha sonra misafiri kabul etmiyor.

“OLAYLARIN YÖNETİMLE BİR ALAKASI YOK”

     MHP İl Başkanı İsa Yalçın, bu yaşanan olaylarla ITSO yönetim kurulunun bir alakasının olmadığını ise şu cümlelerle anlatıyor: “Bu konuşmadan bir gün sonra ITSO Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan bir heyet özür dilemek için geldiler ve İTO Başkanının (İsa Yalçın’ın Kaçıkoç’a hitap şekli) yanlış yaptığını, onun adına özür dilediklerini ve kesinlikle programın yapılmasını istediklerini söylediler. Bende gelen heyete bizim Kaçıkoç ile bundan sonra bir araya gelmemizin söz konusu olmadığını söyledim”

İSA YALÇIN’IN KAÇIKOÇ YORUMU

     İsa Yalçın’ın, sohbetimizin hemen başında, “Üzülerek karşılıyorum” dediği bu olay ile ilgili yorumu ve çizdiği Hasan Hüseyin Kaçıkoç portresi ise şöyle: “Isparta’nın ağırlığını taşıyamayan, olayları kavrayamayan, yorumlama kabiliyeti olmayan, menfaatlerini korumak ve kollamak noktasında göstermiş olduğu hassasiyet bütün ilkelerini inkar edecek boyuta ulaşmış bir ITSO Başkanı ile Isparta’da ancak bu kadar olur. Ispartalılar bu ITSO Başkanına müstahak değildir. Böyle devam ederse de Isparta ‘bu adam’ yüzünden kaybetmeye devam edecektir”

NEDEN ŞİMDİ?

     MHP İl Başkanı İsa Yalçın’a, bu olayı neden 1 ay sonra gündeme getirdiğini, referandum çalışmaları sırasında neden dillendirmediklerini sordum. Kendisi de, “Biz referandumda, sanayici ve işadamlarımızın ödediği aidatlarla ayakta duran ve onlara ait olan bir kurumu asla yıpratmak istemedik. Bu olayın ITSO’nun kurumsal kimliği veya oranın yöneticileri ile uzaktan yakından alakası yoktu. Bu olay tamamen Hasan Hüseyin Kaçıkoç’un şahsı ile ilgiliydi. Bu noktada biz istesek bunu siyaseten kullanabilirdik ancak bu ne bizim şahsımıza ne de parti ilke ve politikalarımıza yakışmazdı” dedi.

     Yaşanan bu olayı okuyucularımız nasıl yorumlar bilmiyorum ancak Sayın Hasan Hüseyin Kaçıkoç’un MHP’yi ilk önce davet edip sonra da reddetmesi –eğer böyle bir olay yaşandıysa- en hafif ifadesiyle ‘ayıp’ olmuş. Ancak bu olayın neden böyle olduğunu Hasan Hüseyin Kaçıkoç’un anlatması lazım. Sayın Kaçıkoç her hangi bir yerden bir baskı mı gördü de böyle bir manevra yapmak zorunda kaldı?

Halk konuşmaya başladı!

     Geçen Pazartesi günü bu köşede Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’ın 18 Nisan 1999, 28 Mart 2004 ve 29 Mart 2009 seçimlerinde kaç oy aldığını ‘Mercek’ altına aldık. 1999’da 27 bin, 2004’te 34 bin ve 2009’da 39 bin oy alan Başkan Günaydın’ın 10 senede oyunu yüzde 50 oranında artırdığını tespit ettik.

     Bu tespitten yola çıkarak da, “2 dönemdir Belediye Başkanlığı yapan Yusuf Ziya Günaydın’ın önümüzdeki genel seçimlerde milletvekili adayı olması düşüncesindeyim. Günaydın’ın yerelde kazandığı tecrübelerle milletvekilliğinde son derece verimli olacağını düşünüyorum” dedik.

     İlk önce neyi neden dediğimizi daha sonra da sonucu aktardık. Bu yazı yayınlandıktan sonra çok sayıda mail ve telefon aldım. Bu görüşlerin içinde elbette ki ‘olumsuz’ görüş bildirenler oldu. Ancak gelen mailler, aldığım telefonlar ve görüştüğüm kişilerin yüzde 80’i benim fikrimi destekliyorlar.

     Gelen maillerden bir tanesini örnek olarak aktarayım: “Memlekette fil dişi kulelerden bakıp, halka inmeyen insanlarımızı tanımadan dönemlerini tamamlayan çok vekil gördük. Hatıra binaen aday gösterilip memlekete hizmeti külfet sayanları. Sayın Günaydın’ı bu memlekette yüzde 80’ni tanıt. Yüzde 50’si de yakinen bilir. O olmasında fil dişi kulelerde oturup halk yönetimine talip olanlar mı gelsinler? Günaydın’a yakışır. Hem ilimiz hem de ülke boyutunda düşünce-fikir ve eylemleriyle katkı sağlar kanısındayım”

     Bu ve buna benzer onlarca mail gösterebilirim. Genel kanaat; Günaydın’ın Isparta’nın yerlisi olması yönünde. Çünkü, AKP’nin Isparta siyasetine getirdiği en önemli değişiklik; İl Başkanı, Belediye Başkanı ve milletvekillerinin Ankara veya İstanbul’da yaşayanlardan seçilmesi. İl Başkanlığı, Belediye Başkanlığı veya milletvekilliği yapacak sanki Isparta’da adam kalmamış gibi devamlı ‘ithal aday’ların getirilmesi Isparta halkında çok büyük rahatsızlıklara neden olmuş.

     Belediye Başkanı Sayın Yusuf Ziya Günaydın ne düşünüyor bilmiyorum, bu konuyu henüz kendisiyle görüşmedim. Ancak şu bir gerçek ki, bu konu artık halkın gündemine girmiş demektir.

     Bakalım günler neyi gösterecek?