Kanal 32’de, gazeteci arkadaşlar Soner Toros, Mehmet Erçakır ve Şakir Aksöz ile hazırlayıp-sunduğumuz ‘Isparta Basın Kulübü’ programında en sık gündeme gelen konuların başında; Isparta’nın sahipsizliği geliyor. Bu sorunun alanı çok geniş ancak programda sorulma şekli ise siyasi. Isparta, Süleyman Demirel, Aykon Doğan ve Erkan Mumcu gibi siyasetçilerden sonra gerçekten büyük bir boşluğa düştü ve siyaseten bilinçli şekilde ‘yalnızlaştırma’ projesi oynandı.

Bugün, Valilik, Belediye, SDÜ, sivil toplum örgütleri, iktidar, muhalefet partileri ve milletvekilleri ile ilgili şaşırmayacağınız bir Isparta analizi yapma vakti geldi diye düşünüyorum.

VALİ ALİ HAYDAR ÖNER

Vali Ali Haydar Öner göreve başlayalı 14 ay oldu. Bu süre zarfında Vali beyde görülen en büyük artılardan birisi; cana yakınlığı ve sorunların çözümüne yönelik olumlu tavrı oldu. Kısa sürede ili tanıması, konulara hakimiyeti ve devlet ciddiyeti ile hareket etmesi kendisini kısa zamanda ön plana çıkarttı. Zaten böyle de olması gerekiyordu. Bizim bunları sanki bir meziyetmiş gibi yazmamızın nedeni ise, atasözümüzde olduğu gibi, ‘gelenin gideni aratması’ değil ‘aratmaması’

Vali beyin hava kirliliği ile amansız mücadelesi, Yakaören’de açılan sondaj kuyusu ile yakından ilgilenmesi, Akkent Mahallesi’nde ekmek büfesinin olmamasını bile kendine dert edinmesi, gölde kaybolan 3 gencin arama çalışmalarına katılması; hülasa, halkın içinden, halk gibi davranması Isparta için artı bir değer olmalı.

BELEDİYE BAŞKANI

YUSUF ZİYA GÜNAYDIN

29 Mart seçimlerinde tekrar Isparta Belediye Başkanlığı’na seçilen Yusuf Ziya Günaydın’ın 1 senesinin dolmasına çok az bir süre var. Bu süre zarfında, Kömür Analiz Laboratuarı dışında herhangi bir yatırımı olmadı. Belediyede sağladığını iddia ettiği tasarruf ve yapmayı düşündüğü Su Fabrikası ile güneş enerjisi tarlasını hesaba katarsak belediye açısından kaybedilen hiçbir şey yok. Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın ile ilgili değerlendirmemize bir başka yazımızda yer vereceğimiz için burada keselim.

İKTİDAR MİLLETVEKİLLERİ

Isparta iktidar milletvekilleri açısından en kötü ve şanssız dönemini yaşıyor. Çünkü, iktidarın Türkiye genelinde uyguladığı uygulamalar, yatırımlar ve ödenekler dışında hiçbir ek gelirimiz yok. SDÜ’ye çıkartıldığı iddia edilen ödenekleri de çok fazla ciddiye almıyorum çünkü o ödenekleri çıkartmasalar ne olur? Hiç bir şey olmaz. Milletvekilleri tamamen birbirlerinden kopuk ve herkes birbirinin arkasından konuşup, kuyusunu kazıyor. Isparta’nın iktidardan 3 milletvekili olmasına rağmen hiçbir konuda bir araya gelemiyor ve ortak müşterek bir noktada birleşemiyorlar.

MUHALEFET MİLLETVEKİLLERİ

Isparta’nın MHP ve CHP’den birer tane olmak üzere 2 muhalefet milletvekili var.

İlk önce CHP Milletvekili Sayın Mevlüt Coşkuner’i değerlendirecek olursak; kendisi 29 Mart seçimlerinden evvel “Isparta’nın delisi” olarak ün yaptığı halde son 1 yıldır ortalarda görünmüyor. Neyi bekliyor, neden bekliyor bilmiyorum fakat bu sessizlik ve muhalefetsizlik kendi partisine zarar veriyor.

MHP Milletvekili Nevzat Korkmaz ise Tüm Milletvekillerini İzleme Komitesi (TÜMİKOM) tarafından ‘En çalışkan milletvekili’ ve SDÜ’nün yaptığı araştırmada ‘Halk tarafından en çok tanınan milletvekili’ seçildi. Siyaseten doğru çıkışlar ve açıklamalar yapıyor. Siyasetteki seviyesi ve akılcılığı dikkat çekiyor. Korkmaz’ın böyle olmasının sebebi ise kendisinin bürokrat kökenli olması. Etkin muhalefet görevini (bazı konular hariç) yerine getiremiyor. Isparta merkezden oldukça kopuk olan Korkmaz’ın ‘Halk tarafından en çok tanınan milletvekili’ seçilmesini çok fazla dikkate almadan, Isparta’ya daha fazla zaman ayırması gerektiği bir gerçek.

SDÜ REKTÖRÜ

PROF. DR. M. LÜTFİ BAYDAR

Eğirdir Belediyesi ile girdiği polemik ve bu polemikte söylediği sözlerden geriye dönmesi Rektör Baydar’ın en önemli eksisi oldu. Bunun dışında Rektör Baydar’ın, yurt dışında cemaat okullarını ziyaret edip yine cemaatin gazetesine bu yönde açıklama yapma ihtiyacı duyması kendisine çok fazla prim sağlamadı.

Ancak, geçtiğimiz günlerde, yine bu köşeden, “Bu Rektör çok olmaya başladı” başlıklı yazımda Prof. Baydar’ın SDÜ’ye ve dolayısıyla Isparta’ya kazanımlarını uzun uzun anlatmıştım. Burada bunları tekrar etmeyelim.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ

Isparta’da bulunan memur ve işçi sendikalarına hiç girmek istemiyorum. Çünkü, hiçbir Isparta meselesinde göremediğimiz arkadaşlar ne zaman kendi ücretlerinde, işlerinde veya sosyal haklarında haksızlığa uğradıklarını düşünürlerse o zaman meydanlara iniyorlar. Bu çerçevede tabi ki haklarını arasınlar ancak ‘sirkede kurt yaşar’ gibi yaşayacaklarına Isparta meselelerinde de kendilerini görelim.

Esnaf Odaları Birlik Başkanı Sayın Mehmet Aybatılı’ya baktığımızda ise, sivil toplum örgütünün ne demek olduğunu görüyoruz. Ne körü körüne muhalefet ne de körü körüne destek vermeden, konunun özünün dışına çıkmadan, yerinde ve zamanında yapılan çıkışlarla Sayın Aybatılı’nın sivil toplum örgütünün nasıl olması gerektiği konusunda bir çok insana örnek olması lazım. Sayın Aybatılı’nın meslek odalarına bağlı kongrelerde yaptığı konuşmalar bugüne kadar muhalefet partilerinin il başkanları tarafından bile yapılmadı.

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Kaçıkoç ile ilgili düşüncelerimi de geçen Salı günü bu köşeden aktarmıştım. Isparta’nın ihracat rakamlarının düşmesinin bile suçlusu olarak Ispartalıları gösteren, iktidara gıkını çıkartmayan bir ITSO yönetimi ile karşı karşıyayız. Bu konuda daha fazla yazmak istemiyorum.

MUHALEFET VE İKTİDAR

PARTİSİ İL BAŞKANLARI

MHP ve CHP İl Başkanları, mecliste sandalyeleri bulunması ve aldıkları oy oranlarından dolayı yakından takip ediliyor. Muhalefet kendilerine göre bir şeyler yapmaya çalışıyor ancak Isparta siyasetinde hala daha eksik ve yetersiz kalıyor. Hem, her işin İl Başkanları tarafından yapılmaya çalışılması hem de bu sebepten ötürü konulardan uzak kalınması muhalefeti silik bırakıyor.

İktidar partisinin İl Başkanı ise tam evlere şenlik. Varlığı ile yokluğu bir. Olsa da olur, olmasa da olur. AKP İl Başkanı’nın siyaseten ortalıkta görünmemesi en fazla muhalefetin işine yarıyor. Şu kadarını söyleyebilirim ki; muhalefetin en şanslı olduğu dönem AKP İl Başkanı Uğur Gökgöz’ün İl Başkanlığı dönemidir.

Isparta’nın genel tablosu işte bu. Sonuç olarak Isparta, birkaç kişi ve yetkilinin kendi öz beceri ve gayretleri ile ‘idare’ edilmeye çalışılıyor.