Ispartaspor’un bu sene yaptığı transferleri, lisans sorunlarından dolayı sahaya çıkaramaması, Futbol Federasyon’unun ne para ne de teminat kabul etmemesi gibi bir çok detay var. Ancak bunların hiç birisine girmeyeceğim. Benim asıl değinmek istediğim, Ispartaspor konusunda Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’a yapılan haksız ithamlar.

     BİR: Ben Ispartaspor’u çok yakından takip etmiyorum ancak, bugün Belediye binası önünde makine bırakan, basın toplantılarında hiç üstlerine azam olmadığı halde kavga çıkartan gazeteci arkadaşların yazdıklarından takip ettiğime göre, Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, belediye başkanı seçildikten sonra kurulan bütün yönetimler, belediyenin desteği ve himayesinde kurulmuş.

     İKİ : Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, göreve geldikten sonra, dolaylı veya direk olarak Ispartaspor Kulübü’ne defalarca yardımlar yapmış. Hatta bu konuda –iyi niyetli olarak- basına ‘şu kadar lira yardım ettim’ gibi bir ifadesi yansımış ve mahkemeye verilmiş.

     ÜÇ : Başkan Günaydın ile yaptığımız özel sohbetlerden de biliyorum ki; belediye başkanları, spor kulüplerine yasal olarak hiçbir yardımda bulunamıyorlar. Ancak dolaylı yardımları olabiliyor. Başkan Günaydın’ın da Ispartaspor için çırpındığına biz gazeteciler şahidiz.

     Ayrıca, realist düşünen, olaylara duygusal değil mantıklı yaklaşan bir kişi olarak açık yüreklilikle şunu söyleyebilirim ki; Isparta Belediyesi’nin (söylendiği gibiyse) milyonlarca TL’lik borçları yüzünden gram hizmet yapılamazken, binlerce TL’nin Ispartaspor’a aktarılmasına ben karşıyım. Benim şehrime yapılacak bir yatırımın parasının bir spor kulübüne aktarılmasına bir Ispartalı olarak gönlüm asla razı değildir.

     Tamam Ispartaspor yaşasın, büyüsün, kalkınsın. Ancak, bunun yolu, Ispartalılar belediyeden hizmet beklerken belediyenin parasının kulübe aktarılması olmamalıdır. Memlekete bir tane ipe sapa gelmez sanatçı gelince binlerce TL’lik sponsorluk anlaşmaları yapan anlı şanlı firmalarımız konu Ispartaspor olunca da ellerini bir zahmet taşın altına soksunlar.

     Buradan Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’a sesleniyorum; yönettiğiniz belediye bütçesinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. O para size Ispartalılara hizmet edesiniz diye veriliyor. Isparta Belediyesi, Ispartaspor için üzerine düşeni yapmıştır. Artık yeter.

GAZETECİ ARKADAŞLARIN

TAVRINI ANLAMIYORUM!

     Spor medyasında çalışan gazeteci arkadaşlar, şehrin takımına gönülden bağlılık gösteriyorlar. Bunun için, Belediye Başkanlığı önünde makine bırakma eylemi yapıp, Ispartasporlu yöneticilerle, basın toplantısında ağza alınmayacak laflarla kavgalar ediyorlar.

     Ben bir gazeteci olarak buna karşıyım. Gazetecinin işi, (kendi mesleği dışında) Belediye binası önünde makine bırakmak, basın toplantısında yöneticiyle kavga etmek değildir. Bir tepkin, düşüncen varsa, alırsın eline kalemini (aynen benim şu anda yaptığım gibi) yazarsın. Belediye Başkanı verdiği sözü mü tutmadı? Al eline kalemi yaz. Kulüp Başkanı yalan mı söylüyor? Çık televizyona konuş. Yani bizim işimiz gazetecilik. Yazı yazmak. Onu bunu protesto edip, basın toplantılarında kavga çıkartmak değil.

     Ben, hakkında, ismimle, fotoğrafımla yazı yazdığım bir çok insanla her türlü tartışmayı yaptım. Ama asla işi gazetecilik dışına çıkarmadım, çıkarmam da. Bunun yolu yordamı budur. Alırsın eline kalemi yazarsın. Bundan ötesi amacını aşar.

     Ayrıca bugüne kadar spor medyasında çalışan bazı arkadaşların, ilimizin pastasını yiyen, milyonlarca TL’lik yatırımlar yapıp, binlerce TL bu şehirden para kazanan işadamları ile ilgili de bir tek satır yazdıklarını görmedim. (İstisnalar hariç) Belediye Başkanına seslenmekte haklısınız; peki, bu şehirden binlerce TL kazanıp da, sirkede kurt yaşar gibi yaşayan nam-ı diğer işadamlarına ne demeli?

     Ben gazeteci arkadaşların Ispartaspor sevdasını çok iyi anlayabiliyorum fakat bu tavırlarını asla anlayamıyorum.

- - - - -