Gazeteci, meslektaşım sayın Ali Çokyaşa dünkü köşe yazısında ‘Uyanın’ başlığı ile gündeme getirdiği yazısında Anadolu basınını zor bir dönemin beklediği yönündeki kaygılarını kaleme almış.

Öncelikle, bizim için böylesine önemli bir hususu gündeme getirdiği için sayın Çokyaşa’ya teşekkür ediyorum. Bu konuda uyanık olduğumuzu ve yeri geldiği zaman tepkimizi en sert şekilde dile getireceğimzden kimsenin şüphesinin olmaması gerektiğini ifade ederek yazıma devam etmek istiyorum.
 

 Her ne kadar Isparta basınında rekabet olsada, zaman zaman tartışmalar yaşansa da, meslektaşlarımız arasında kırgınlık, küskünlük olsada  bu konularda birlik olacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.

 Türkiye genelinde günlük ve haftalık olmak üzere bin 400 yerel gazete bulunuyor, bu gazetelerin çounluğu günlük yayınlanıyor ve  yine birçoğu kamu ihale ilanları ile ayakta duruyor. Sektörde yaklaşık 10 kişi kadrolu çalışıyor, yan sektörler ile gazetecilketn yaklaşık 100 bin kişi geçimini sağlıyor.

 Kurtuluş savaşında  Anadoludaki gazetelerin cesur yayınları ile halkı bilgilendirildiği, bilinçlendirdiği ve savaşların kazanıldığı, Türkiye Cumhuriyetinin sınırlarının cizildiğini herkes biliyor.
 

Geçmişi olan ve geleceğe güvenle bakan Anadolu basınını yok saymaya, yok etmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini açıkca ifade ediyorum. Bunu gerçekleştirmeye çalışanlar elbette bunun bedelini öder....
 

 Tepkimizin çok sert olacağını şimdiden belirtmekte fayda var.... Zaten ülke genelindeki yerel gazete sahiplerinin birleşme noktasında attıkları adımlar bu süreçte önemli bir görevi üstlenmiştir. sayın Ali Çokyaşa’nın da bu oluşumda yer aldığını memnuniyetle öğrendik.

Anadolu gazete sahipleri birliği, önümüzdeki günlerde Ankara’nın yolunu tutarak iktidara gerekli mesajları verecektir. Anadoldaki gazete sahipleri ve çalışanlarıda bulundukları ildeki siyasetçileri ve yetkilileri bilgilendirmek, uyarmak gerekirse tepkisini sert bir şekilde ortaya koymak durumunda kalacaktır.
 

 Yerel gazeteler ile ulusal gazeteler arasında dağlar kadar uçurum var, hiçbir yaygın medya kuruluşu yerelde haber yapmaz, yereldeki gelişmeleri okuyucus ile paylaşmaz, bunun ötesinde hiçbir ulsal medya yerelin sorunlarını gündeme getirmez, çözüm üretmez.
 

 Hiçbir ulusal medya yereldeki siyasetçilerin, bürokratların sesi, gözü ve kulağı olmaz. Bu nedenle yerel medyanın kıymetini bilenler hükümetin böyle bir çalışmasına  ve yerel gazetelerin can damarı olan kamu ihale ilanlarında kısıtlamaya gitmesine müsade etmez...
 

 Tasarının Meclise gelmesi durumunda tepkilerimizi daha sert bir şekilde ortaya koyacağımızdan kimsenin kuşkusu olmaz, umarım meclise gelmez, gelirsede meclisteki Vekillerimiz bu yasanın çıkmasına müsade etmez.
 

 Köşe yazılarıma tepkiler gelmeye başladı, hoşuma gitmiyor değil, elbette meyve veren ağaç taşlanır, dedik ya herkes işine baksın diye.....