Muş’un Bulanık ilçesinde çıkan olaylarda terör örgütü ‘lehine’ protesto gösterisi yapan 2 kişiyi öldürmekle suçlanan zanlının davası ‘sanık güvenliği’ diye Samsun’a taşınmıştı. Bu davanın ilk duruşmasını izlemeye gelen pek muhterem (!) Ahmet Türk efendi mahkeme çıkışında bir kişinin yumruklu saldırısına uğramıştı. Bu olaydan sonra, ‘şerefsizler’ diye bağıran daha sonra ‘polis izliyordu’ diye açıklamalar yapan BDP’li Sırrı Sakık’ın bu açıklamalarından hükümet çok etkilenmiş olacak ki, hemen Emniyet Müdürü’nü merkeze çektiler. Zaten aynı hükümet değil mi ki, CHP Genel Başkanı’na taşlı ve yumurtalı saldırıdan sonra bir geçmiş olsun telefonunu çok gören.

***

                Sokaklara çıkıp gösteri yapmak, mala ve cana zarar vermek için bahane kollayan terör örgütü yanlıları da bunu fırsat bilip bütün ülkeyi karıştırmaya başladılar. Yazının bu bölümünde hep ‘–mış’ diyorum çünkü yukarıda yazdıklarım az sonra yazacaklarımın özgeçmişi.

***

                AKP hükümetinin, güvenlik güçlerinin elini-kolunu bağlamak için kör düğüm ettiği ipi terör örgütü yandaşları için gevşek tutması Türkiye’yi uçuruma sürüklüyor. Hükümetin, adını ‘açılım’ koyduğu, bin yıllık Türk-Kürt kardeşliğinin temeline dinamit koyan ‘projesi’ yüzünden tehlikeli bir süreç yaşanıyor.

***

KARAKOLUN ÖNÜNDE SLOGAN!

                Olaylar git gide bütün Türkiye’ye yayılıyor. En son olay ise Isparta’da yaşandı. Pazar günü akşam ülkücülerle-terör örgütü yandaşları arasında yaşanan olaylar çok önemli. Bir ülkücü çocuğun otogarda dövülmesi, terör örgütü sempatizanı 25-30 kişilik bir grubun Sanayi Polis Merkezi önünde sloganlar atması –atabilmesi- ‘yetkili merciler’ tarafından dikkatle incelenmeli ve analiz edilmeli.

***

            Çünkü, Samsun’da Ahmet Türk’e atılan yumruktan sonra sanki ‘yapılan plan’ eksik kalmış gibi, 2 polisimizin şehit edilmesi, daha sonra olayların başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere tüm Türkiye’ye yayılmak istenmesi tamiri mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir.

***

                Pazar günü yaşanan olaylardan sonra MHP İl Başkanı İsa Yalçın ve Ülkü Ocakları Başkanı Aziz Şencan’ın sakin ve sağ duyulu hareket etmesi bu memlekette yaşanabilecek, hatta tüm Türkiye’ye yayılabilecek bir iç çatışmanın önüne geçmiştir. (Konu bu kadar vahimdir)

***

                Birbirlerine omuz atan, sıradan bir öğrenci kavgasına dönüştürülmek istenen Pazar günkü olaylardan sonra Emniyet ve istihbarat birimleri elbette gereken çalışmaları yapacaktır. Bu noktada, Ispartalılara düşen en büyük görev, süreci dikkatli ve itidalli takip etmek olmalı. Bu süreçte, -hele hele hükümetin adını ‘açılım’ koyduğu ‘projesi’ni uygularken- yapılacak en ufak olumsuz hareketin, bu memleketi karıştırmak, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenlerin ekmeğine yağ süreceğini unutmamalıyız.

***

SORUMLULAR ELBETTE HESAP VERECEK

            2002 yılında toplam 5 olan şehit sayımız, 2003 yılında 19, 2004 yılında 65, 2005’de 87, 2006’da 70, 2008’de ise 150’yi buldu. AKP iktidarı döneminde tam 568 Türk askeri şehit edildi. Bugün Türkiye genelinde yaşanan, sokak gösterileri, tahrik kavgaları, içinde insanlar olduğu halde otobüs yakmalar, şehrin göbeğin polislerin şehit edilmelerini bir de bu rakamlarla analiz edin, inceleyin, üzerine kafa yorun.

***

                Isparta’da yaşanan olayların, 2002’de 5 olan şehit sayısının 2008’de 150 olmasının hesabı elbette sorulacak. Ancak bunun yolu kavga etmek, yasa dışı hareketlere bulaşmak, memleketin ve milletin birlik-beraberliğini zedeleyecek girişimlerde bulunmak değil; sandık olacaktır.

***

                Hükümet eden arkadaşlar; bir tek yumruğun Emniyet Müdürü’nü yediği bu ülkede, ülkeyi karıştırmanın ve ayrıştırmanın da iktidarı değiştireceğini anlamalı.

- - -