Yapılan uyarılarda işlenmiş gıdaların, sadece bireysel sağlığı değil, genetik yapıyı da etkileyerek gelecek nesilleri tehdit ettiği belirtiliyor. Aynı zamanda bahsi geçen gıdalar, DNA hasarına yol açarken kanser riskini de ciddi şekilde artırıyor.
Yapılan bilimsel testler sonucunda salam, sosis, pastırma ve füme et gibi işlenmiş ürünlerde yer alan katkı maddeleri kansere zemin hazırlıyor. Hazır çorbalar ise içerdikleri monosodyum glutamat nedeniyle iltihaplanma ve tip 2 diyabet riskini yükseltiyor. Benzer şekilde, soslar ve rafine karbonhidrat içeren yiyecekler (beyaz ekmek, makarna, kek) de kan şekerini hızla yükselterek insülin dengesini bozabiliyor.
Yapay tatlandırıcılar, "light" adı altında pazarlansa da, bazı türlerinin vücutta inflamasyonu tetiklediği ve doğal şekere göre daha zararlı olabileceği bildiriliyor. Kızartmalar ise yüksek ısıda kanserojen bileşiklerin oluşumuna neden olabiliyor.
Paketli meyve suları, soğuk çaylar ve kremalı kahveler yüksek şeker içerikleriyle DNA’ya zarar verebiliyor. Trans yağ içeren margarin ve katı yağlar da pankreası zorlayarak diyabet gelişimini kolaylaştırıyor.
Uzmanlar, bu gıdalardan mümkün olduğunca uzak durulması gerektiğini vurguluyor. Sağlıklı bir gelecek için doğal, katkısız ve ev yapımı yiyeceklerin tercih edilmesi öneriliyor.




