Nuriye Akman Röportajı Sabah Gazetesi;
 
"Doğru Yol Partisi'nin kalesi" sayılan Isparta'daki şok transferi, olayın kahramanı Altan Raşit Civan'dan dinledik. Refah Partisi'ne geçen Belediye Başkanı, yıllarını verdiği DYP'den kopmasına, Şevket Demirel'le sürtüşmesinin neden olduğunu kabul ediyor. 
 
"Ispartalı Civan"
 
Isparta, siyasal tarihe dikkatle analiz edilmeyi bekleyen ilginç bir sayfa açtı. "Civan olayı" gerçekten RP'nin sunduğu gibi "DYP kalesini fetih" mi, yoksa Demirel'lere kırgın küskün bir belediye başkanının, "Madem öyle işte böyle..."tepkisiyle aldığı kişisel bir karar mı? Altan Raşit Civan'a RP'nin kapısını çaldırıp "Beni alır mısınız?" dedirten olayların arkasında neler var? Civan, Refah kulislerinde dert yandığı Şevket Demirel için bugün neden suskun kalıyor? Sokaktaki Ispartalının "Şevket Bey, buranın ağasıdır.
 
Onun bilgisi dışında burada yaprak oynamaz" değerlendirmesindeki gerçek payı nedir? Neden DYP'liler bile "Isparta'nın her taşında Şevket büyüğümüzün emeği var. Ona danışılması normaldir" diyorlar. Civan, RP'ye katılma töreninde kameralara söylediği "Biat" iddiasına şimdi açıklık getirmek istemiyor. "Artık kapattım" dediği biat defterinde neler yazılı? DYP, "Bir kamburdan kurtulduk" diyor. Kamburu bugün mü fark ettiler? RP, "hizmet aşkıyla yanıp tutuşan" yeni transferine neler sunacak? Ve Civan... DYP'nin oylarıyla geldiği koltuğundan kopmayışına, "Günde 16 saat çalışarak 5 yıllık süremi doldurdum" diyerek ilginç bir mantık örneği sunuyor. Bu mantık Isparta'yı nereye taşıyacak, göreceğiz. 
 
DYP'den ayrılma nedeninizi basına (birilerine biat etmeden hizmet etmek mümkün değil) diye açıkladınız. Siz bugüne kadarki hizmetlerinizi birilerine biat ederek mi gerçekleştirdiniz?
 
Bir noktayı atlamışlar. (Gerçek manada hizmet) mümkün değil diyorum. 
 
Kimdir bu biat edilecek birileri?
 
Bu birileriyle ilgili bugüne kadar çeşitli şeyler söylendi. Artık onların üzerinde durmayacağım. Bakın bir basın mensubu (Şevket Bey istemeyince) diye bir yazı yazmış. Allah razı olsun. Bu adamı tanımam. Böyle bir yazı istesem yazmazdı herhalde. Eksiği var, fazlası yok. 
 
Şevket Bey sizden nasıl bir biat istedi?
 
Vallaha o konulara girmeyelim. 
 
İma yoluyla bir şeyler söylediniz. Bunun arkasındakini kamuoyunun bilmeye hakkı var, değil mi?
 
İma yoluyla söylediğim şey... Yani ben o defteri kapattım. 
 
Defter hesap verilerek kapatılır. Siz kamuoyuna hesap verdiniz mi?
 
Verdim tabii. Bunun hesabını herkes biliyor. Bunlar bende mahfuz kalacak, ta ki üzerime gelmesinler. 
 
Seçmene "fazla mesai"li bedel ödeme!..
 
Kim üzerinize gelmesin, Şevket Demirel mi?
 
Lütfen o konuya girmeyelim. Ben kavgadan bıkmışım. 1983'den bu yana gerçekten hizmet verdiğim partimden istifa etmişim. (Beni anlayabilecek olan parti RP'dir)demişim ve RP'ye geçmişim"
 
Peki, bir insana nasıl biat edilir?
 
Vallaha o biat etmeyi tarif etmeyelim şimdi..
 
Ne gibi engellerle karşılaştınız bugüne kadar?
 
Efendim bakın, artık ben yeni bir partinin içerisindeyim. 
 
Parti değiştirdikten sonra DYP oylarıyla geldiğiniz belediye başkanlığında kalmanız siyasi ahlaka uygun mu efendim?
 
Bu beni 15 gündür düşündüren bir sorudur. Benim tek düşündüğüm 53 ay önce (Sen DYP'li olduğun için sana oy verdim ve beş yıllığına verdim) diyen insanlar. Ben (bu hakkı nasıl veririm) düşüncesi içerisindeyim. 
 
Şu anda?
 
Günde 12 saat mesai ki aslında sekiz saattir ama beş günde on altı saat çalıştım. Her gün için dört saat ilave edersek vatandaşlarımdan almış olduğum beş yıllık dönemi fazlasıyla hizmet ederek kapattım.
 
Mumcu'nun tabiriyle "Nefis bir (U) dönüşü"
 
Yani günde 16 saat çalışarak 5 yıllık sürenizi tamamladınız, öyle mi?
 
Evet, yani vicdanen rahatım. Bir belediye başkanı sekiz saat de çalışır, on altı saat de... 
 
Siz gençliğinizde solcuydunuz, sonra sağcı oldunuz şimdi ise dinci görünüyorsunuz. Bu son durağınız mı olacak efendim?
 
Ben hiç solcu olmadım. Yalnız benim köyümde gençlik günlerimde (Şu yaptığınız yanlıştır) dediğiniz zaman solcu olurdunuz. Ben o gün de Adalet Partiliydim. 
 
Solculuk size köylünüzün taktığı bir lakap mıydı yani?
 
Bilemiyorum...
 
AP'yi bir kenara bırakalım, on yıllık partinizi bir günde nasıl terk ettiniz? 
 
Bir günde değil efendim. 
 
Ne kadar zamanda? 
 
Parti değiştirme düşüncem altı ay öncesine dayanır. Hatta çeşitli vesilelerle partiden istifa gibi konular da gündeme gelmiştir (Yeter artık çekemeyeceğim. Lütfen bana yardımcı olun) demişimdir. Kime; Belediye Meclisi üyelerine... Kime; yönetime... Kime; milletvekillerine... 
 
RP sizinle iyi bir transfer yaptı mı?
 
O RP'nin bileceği iş. Ben transfer olmadım, gerçekten hizmet verebileceğim bir partiye geçtim. 
 
Bu olay RP'nin DYP'nin kalesini ele geçirmesi mi, yoksa sizin hidayete erişinizi mi gösteriyor? 
 
RP il başkanını ben davet ettim. (Beni partinize kabul eder misiniz) teklifi benden geldi. O günlerde Sayın Oğuzhan Asiltürk de Isparta'daydı. Konuyu üçlü görüştük. Dolayısıyla transfer söz konusu değil.
 
Neden yedi ay daha beklemediniz?
 
Burama geldi artık çekemeyeceğim. Bağımsız kalsaydım, hizmetimde bir aksama olacaktı. Benim sıkıntılarımı herkes biliyor özellikle DYP yöneticileri. Bunu, sıkıntılarımı çözmeyenler düşünsünler. 
 
Basın istifasını istiyormuş; istesin...
 
DYP'yi terk ederken ne gibi riskler aldığınızı düşünüyorsunuz?
 
Sadece (Beraber çalıştığımız arkadaşlarımıza bir zarar gelir mi?) diye düşündüm. 
 
Tüm üyeleri DYP'li olan Belediye Meclisi ile başkanlık yapmaya devam edebilecek misiniz?
 
Ederim efendim..
 
Nasıl? 
 
Ben doğruları yaptıktan sonra arkadaşlarım bana hak vereceklerdir. 
 
DYP'liyken yapamadığınız hizmeti RP'liyken mi yapacaksınız?
 
Hizmeti engelleyen Belediye Meclisi değil ki!.. 
 
Ama bugünkü yerel basında var; size istifa çağırısında bulunuyorlar.
 
Bulunabilirler. Benim sorunlarımın çözümünde neredeydiler ki beni istifaya çağırıyorlar?
 
En büyük ve tek hizmet; tuvalet yapmak...
 
Yani Mart'a kadar çok rahat bir Belediye Başkanlığınız mı olacak?
 
Zannetmiyorum bazı mücadelelerimiz olacaktır. Eskiden üç cümleyle izah ettiğimi şimdi 30 cümleyle izah edeceğim ama izah edeceğim. Bakın 1993 yılında Isparta Belediyesi'ne DPT'den giren tek yatırım var. Nedir biliyor musunuz; 13 kabinli tuvalet. Onu da İller Bankası (Yüzde 40 faizli veririm) diyor. Ben de (Bu 400 küsur milyonu biz alalım. Hiç olmazsa tuvalet yapalım; boşa gitmesin) dedim. Reddettiler. Ben zaten 13 kabinli tuvaleti yapıp (Tek işim bu...)diyerek şu Isparta'da gezemem. Ben onun gibi on tane tuvalet yaptım. 
 
Tuvaletin dışında?
 
Yok. DPT'den geçen tek iş. 
 
Muhtırayı verenlere yedirmemiş çünkü...
 
DYP sizi geçen sene partiden ihraç etmek istemiş. Nedeni neydi?
 
O günlerde bir muhtıra verdiler. Dediler ki (Şevket Demirel hakkında konuşamazsın. Bundan sonraki konuşmalarına dikkat et)...
 
Peki siz ne cevap verdiniz?
 
İnanın o muhtırada yazılanların hepsini, muhtıraya imza atanlara kelime kelime yedirtirdim...
 
Neden yedirtmediniz?
 
Sırf kavgayı bitireyim diye bir şey demedim. 
 
Bu hadisenin arkasında sizin bir süre önce sekreterinizle kurduğunuz iddia edilen özel ilişkinin DYP camiasında ve Isparta gibi muhafazakâr bir çevrede büyük tepki yarattığı söyleniyor. Nedir bu olay?
 
Bakın o (Sekreteriniz) dediğiniz benim yeğenimdir. Fevkalade çirkin bir iftiradır ve iftira zaten tutmamıştır. 
 
Dolayısıyla yeğen, baskın yapmaz!
 
O günün valisi ve Emniyet Müdürü'nün size bir baskın düzenlediği konuşuluyor, DYP camiasında...
 
Öyle bir şey yok, o benim yeğenimdir. 
 
Sizin yeğininiz değilmiş. Eski il başkanının yeğeniymiş...
 
Güner Büyükküpçü denilen bir arkadaşımın yeğenidir. Dolayısıyla benim yeğenimdir. 
 
Dolayısıyla yeğeniniz? Yani bu konunun partide tepki doğurduğu iddiaları doğru değil mi?
 
Hayır... Bu doğruysa, neden bugüne kadar beni partide tuttular?
 
Sizi uyarmışlar...
 
Hayır...
 
DYP il başkanının gazetelerde demeci vardı. Size ruhsal tedavi olmanız yolunda telkinlerde bulunulduğunu söylüyor. Böyle bir şey var mı?
 
Bilmiyorum. Böyle bir şey hissediyor musunuz? Bunu o arkadaşa sorun. 
 
RP'ye geçiş kararınızın altında DYP'nin size (Bir daha bu partiden aday olamazsın) tehdidi varmış. Doğru mu? 
 
O tehdidi hiç almadım. 
 
Süleyman Demirel'e küskün değil
 
Hatta parti bu kararını Sayın Süleyman Demirel'e bildirmiş. O da size bir şans daha verilmesini istemiş... 
 
Hiç haberim yok. 
 
Geçen ay Sayın Demirel'le Ankara'da görüştünüz. Ne konuştunuz?
 
Yedi hafta önce kendilerine gittim, sıkıntılarımı anlattım. Bir dosya verdim. Bu dosyamdan hiçbir cevap alamadım. 
 
Yani sizin asıl küskün olduğunuz Şevket değil, Süleyman Demirel mi?
 
Küskün değilim. 
 
Cevap alamamak küsmek için yeterli mi?
 
Küsmek olarak nitelendirmiyorum. Demek ki (Benim bu partide görev yapmam artık mümkün değil) kararına vardım. 
 
Şevket Bey'le olan problemlerinizi Süleyman Demirel'e ilettiniz mi?
 
Birkaç defa bu konu üzerinde konuşmamız oldu.
 
Altan Raşit Civan, yıllar boyu hizmet verdiği Doğru Yol Partisi'nden ayrılarak Refah Partisi'ne geçince, siyasi çevreler farklı çalkalanmıştı. Çünkü bu sıradan bir parti değiştirme değildi ve Ispartalı Başkan'ın "DYP Kalesi" Isparta'yı terk ediş nedenleri arasında, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in kardeşi Şevket Demirel'le olan sürtüşmesi geliyordu. "Refah'ı seçen Başkan'ın öyküsüne devam ediyoruz.

Ne dediler?

Bu devletin sırrı, girmeyelim.

Yani siz cumhurbaşkanına kardeşini şikâyet ettiniz mi?

Etmedim.

Peki, Şevket Bey'i kime şikâyet ettiniz?

Hiç kimseye. Sadece bana yardımcı olmuyor diye vatandaşa şikâyet ettim.

"Abi sizi şöyle alalım..."

RP camiasında Şevket Bey'in bir gün sizin makamınıza gelip koltuğunuza oturduğu ve aranızda büyük bir tartışma geçtiği anlatılıyor...

Koltuğuma hiç oturmadı. Ama o tarafa doğru yöneldi; (Abi sizi şöyle alalım) dedim.

BELMAŞ ihalelerini gazete ilanı yerine müteahhitlere davetiye yoluyla vermeniz eleştiriliyor...

Ben önce Isparta, daha sonra Türk milliyetçisiyim. Önce Isparta'da çalışan müteahhitlerin bu işleri yapmasını istedim. Çünkü o arkadaşlarımız işçiyi buradan çalıştıracaklar, malzemeyi buradan alacaklar.

Milliyetçilik ve İslam üzerine...

Milliyetçiyim dediniz. Bu RP'ye çok fazla uymuyor.

Ben İslam milliyetçisiyim.

İslam'da milliyetçilik var mı?

Vardır efendim.

İslam'da milliyetçilik değil, ümmetçilik yok mu?

Şimdi efendim, İslam bütün herkesi kardeş olarak kabul eder.

Bu milliyet duygularıyla olur mu?

Olur... İşsizliğin had safhaya vardığı şu ülkede, ben bu işlerim Ispartalı müteahhitlere verirsem benim işsiz vatandaşım iş bulmuş olur. Milliyetçilik budur.

Bir dönem içkiyle aranızın çok iyi olduğu, Isparta Oteli'nde içki yüzünden olay çıkardığınız söyleniyor ve (Civan, RP'yle uyuşacak mı?) diye soruluyor.

Ben 1990'a kadar içki içtim. O olayı da iyi araştırın. Mesela Otel Isparta'da o olay ertesi gün aynen şöyle gelişiyor: (Otelde kavga olmuş. Reis Bey de oradaymış ama saat 10.00'da ayrılmış. Kavga gece 02.00'de olmuş..)Söyleyen böyle diyor, dinleyen de işte böyle dinliyor. Ben içki olayımı kendime ve çocuklarıma zarar verdiği için bıraktım. Çünkü eve geç gidince çocuklarımı göremiyordum.

Ve Umre'ye gittiniz. Bunlar siyasi dönüşümünüzün alt yapısını mı oluşturdu?

Evet.

"Yamuk" çalışmamakla övünüyor

Sizin plakanız AP. Belediye otobüslerininki DY. Bunlar yeni otobüsler. Partinize böyle bağlıyken RP'ye geçişiniz şok yarattı.

Birden değil efendim. Onu arz etmiştim. Makam arabamın AP plakası benim devraldığım bir plakadır. 1977 yılında alınmıştır ve devam ede gelmiştir. Ben 16 yıllık devlet memuruyum. Bu dönemde şükürler olsun bir dikili ağacım olmadı.

Refah'tan 50 milyon aldığınız söylentileri var.

Bana hiç leke gelmedi. Hiç kimse (Şurada biraz yamuk çalıştı) diyemez. Belediyelerde fen işleri müdürlüğüm var. Buradan ayrıldığımda bankada çocuklarımın bayramlarda biriktirdiği 63 bin liradan başka bir şeyim yoktu.

"İsteseydim milyarlar götürürdüm"

Dürüstlük zaten insanlarda olması gereken bir özellik değil mi?

Yalnız, evime telefon açılıyor ve eşime deniyor ki, (Kaça satıldı?) Eğer satılacak adam olsaydım, 53 aydır şu belediyede milyarlar alırdım, milyarlar.

Partinizi değiştirdiniz ama belediye başkanlığından istifa etmiyorsunuz. DYP'ye neyi kanıtlamak istiyorsunuz?

Hiçbir şeyi. (Siz bana sahip çıkmadınız. Beni çalıştırmadınız. Size küstüm gidiyorum) diyorum.

Gitmiyorsunuz ki, duruyorsunuz.

Çalışacağım. Biraz daha hizmet edeceğim.

Özetle DYP'liyken yapılamayan hizmetlerin Refahlı olunca yapılacağını mı göstereceksiniz?

İnşallah. Pek iddialı değilim ama bunu göstereceğim.