Zorluğuna rağmen ayakkabı tamirciliğini severek yaptığını belirten İsmail Tekeli, “Daha 10 yaşında iken atıldığım bu zanaatı günümüze kadar getirebilmenin gururunu yaşıyorum. Sabır ve azimle geldiğim bugünlerde bana en büyük ilham babam olmuştu. Çünkü çocukluğumdan buyana gördüğüm ve inceliklerini öğrendiğim tek meslek dalı ayakkabı tamirciliği olmuştu. Dolayısıyla bu sektörde hiç zorlanmadım. Sadece müşterilerimizin bazen isteklerinde ki sabırsızlığı zorlasa da onları da hoşgörüyle karşılamayı öğrendim. Ne de olsa mesleğimin en temel yapısı sabırdı. Ancak beni üzen tek bir nokta var ki buna bir türlü çözüm bulamadım” dedi.

“TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI İŞLERİMİZİ ETKİLEDİ ”
Zanaatçılığın yavaş yavaş bittiğini söyleyen Tekeli, “Zaman ve teknolojinin ilerlemesi bizim zanaatımızı da öldürmeye başladı. Tüketim alışkanlıklarının değişmesi de buna etkili oldu. Çünkü eskiden bir ayakkabı eskise de tamir edilir, yıllarca kullanılmaya devam edilirdi. Ancak günümüzde onlarca ayakkabı alınıyor eskiyen direk çöpe atılıyor. Bu sebeplerden ötürü neredeyse bu mesleği yapan kalmadı. Genç nesile mesleğimi ne kadar aşılamaya çalışsam da bu konuda yetersiz kaldım” ifadelerini kullandı.








