Belediye eski Başkanları’ndan Sayın Mehmet Aybatılı, gelişen ve değişen Isparta’ya yakışır, çağın şartlarına uygun bir Çarşamba Pazarı yapmak için yola çıktığı gün, kendisi görevi bıraktığında, yerine gelenlerin burayı ağızlarına yüzlerine bulaştıracaklarını düşünseydi acaba o temeli atar mıydı? Bence asla böyle bir şeye girmezdi.

     Sizin de anladığınız gibi konumuz Çarşamba Pazarı.

     Sayın Aybatılı döneminde temeli atılan, 1. Günaydın döneminde projesi değiştirilen, Balaman bambaşka bir projenin uygulanmaya başlandığı ve 2. Günaydın döneminde tekrar zeyilnamelerin falan imzalandığı, meşhur Çarşamba Pazarı’nda herkesin gözünden kaçan bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.

     Sayın Günaydın, 2. kez belediye başkanı seçildikten sonra, eski Başkan Hasan Balaman döneminde, müteahhit ile yapılan anlaşmada belediye aleyhine paylaşım olduğunu iddia ederek bir pazarlığa girişti. Bu pazarlıkta ilk önce 25 dükkan aldığını kamuoyuna açıkladı. Daha sonra ise bundan vazgeçti ve son olarak 2653 metrekareye tekabül eden 43 dükkan üzerinde anlaştıklarını söyledi.

     Ancak buraya kadar gelinen süreçte yaşananlar vardı. Bunlardan en önemlisi, Isparta Belediyesi, mahkeme kanalıyla, Çarşamba Pazarı’nda değer tespiti yaptırdı. Bilirkişinin raporuna göre, Balaman zamanında yapılan anlaşmayla Isparta Belediyesi 105 milyon TL zarara uğratılmıştı. Bu rapor sadece Akdeniz Gazetesi’nde yayınlandı ve daha sonra her nedense gündemden düştü. Bu bilirkişi raporunda belirtilen 105 milyon TL zarar çok ciddi bir suçlama.

     Burada bir parantez açarak bir bilgiyi paylaşalım; Isparta Ticaret ve Kültür Merkezi ihalesine göre, inşaatın yüzde 43’ü müteahhidin, yüzde 57’si ise Isparta Belediyesi’nin. Bu resmi paylaşım yüzdesidir.

     İşte tam da bu noktada 2 ayrı suç işleniyor:

     BİR: Az evvel bahsettiğim bilirkişi raporu çıktıktan sonra 43 dükkan anlaşması yapıldı. Bilirkişi raporuna göre zarar 105 milyon TL ise, resmi paylaşıma göre inşaatın yüzde 57’si de Isparta Belediyesi’ne ait olduğuna göre, o zaman Sayın Günaydın’ın müteahhitten en az 57 milyon TL para veya bu değerde mülk alması gerekirdi. 43 dükkan 57 milyon TL etmeyeceğine göre o zaman ortada hala daha büyük bir zarar söz konusudur.

     İKİ: Bundan daha da önemlisi; şu anda Isparta Belediye Başkanı olan Sayın Yusuf Ziya Günaydın, kendisinden önce belediye başkanlığı görevini yapan bir şahsın, Isparta Belediyesi’ni 105 milyon TL zarara uğrattığını mahkeme kararıyla tespit ettirmiş ancak suç duyurusunda bulunmamıştır. Bunun anlamı şudur; Sayın Günaydın görevi ihmal suçu işlemektedir. 5 yıl sonra belediye başkanı olan her hangi bir kişi Sayın Günaydın’ı, “Sen belediyenin zarara uğratıldığını tespit ettirdin de neden mahkemeye müracaat etmedin, ver bakalım 105 milyon TL’yi” diyebilir. Ve emin olun bu parayı Sayın Günaydın’dan alırlar.

     Bunlar işin yasal boyutları. Bu işin bir de Isparta milliyetçiliği boyutu var. Benim asıl merak ettiğim ise şudur; Sayın Günaydın’ın suç duyurusunda bulunmamasının yasal bir sorumluluğu olmasa bile, belediye yönetimi, belediyeyi 105 milyon TL zarara uğratan bir kişiyi neden mahkemeye vermez?

     Sayın Yusuf Ziya Günaydın ve bu işte imzası olanları uyarıyorum; bugün siz suç duyurusunda bulunup da yasal sorumluluğu üzerinizden atmazsanız emin olun ki sizden sonra göreve gelecek kişiler sizi mahkemeye vererek o 105 milyon TL’lik zararı sizden tahsil edecekler.

     Bu bir dost uyarısıdır.