Bugünlerde Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’ın yaşadığı sıkıntıları, uğradığı haksızlıkları düşünüyorum da, bir insan psikolojisinin buna dayanması mümkün değil.

***

            Sadece şehir içi temizlik ihalesinden 4 milyon TL kar eden bir belediye başkanının hiçbir hizmet yapmamakla suçlanması, MHP’liler tarafından ‘ülkücülerin işe alınmadığı’, muhalefettekiler tarafından da ‘ülkücülerin işe alınmasıyla’ itham edilmesi, kendi partisine ait binayı bile ihaleye çıkardığı halde, partisini kayırdığının iddia edilmesi sizce bir insanı hangi psikolojiye sokar?

***

SIRTINDA MI GÖTÜRECEK?

            Isparta’daki son furya ise Belediye Başkanına alınan bir makam arabası. Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın 1999-2004 döneminde makam arabası almadı. Mevcutta bulunan araca bindi. Bir dönem ara verdiğinde o araç satıldı ve yerine 2 VIP minibüs yaptırıldı. O zamanın belediye başkanı bu minibüsleri beğenmedi ve bir araç kiraladı. Günaydın tekrar seçildiğinde kiralanan aracı geriye gönderdi ve minibüse binmeye başladı.

***

            Belediye Başkanının yaklaşık 1 sene bindiği minibüs sık sık arıza yapan, konforsuz, gayet rahatsız ve bir belediye başkanının ağırlığına yakışmayan tarzda bir arabaydı. Kaldı ki, en son Sayın Cumhurbaşkanı Isparta’ya geldiğinde, Belediye Başkanının aracı ciddiyetten uzak olduğu için konvoya alınmadı. Bugün sırf belediye başkanına muhalefet olsun diye konuşan arkadaşları bilmem ama bir Ispartalı olarak, benim belediye başkanımın konvoya alınmaması benim gücüme gider!

***

BELEDİYE ARAÇ SAHİBİ OLDU. FENA MI?

            Peki bütün bunların sonucunda ne oldu? Belediyenin kasasından bir tek kuruş para çıkmadan, birkaç işadamının birleşmesiyle birlikte Isparta Belediyesi’ne bir makam aracı kazandırıldı. Alınan aracın fiyatı 280 bin TL. Keşke o işadamlarımızın imkanı olsaydı da 280 değil, 580 bin TL’lik araç alınsaydı. Çünkü bu araç Isparta Belediyesi’nin malı. Belediyenin kasasından bir tek kuruş çıkmadan 280 bin değil 580 bin TL’lik araç alınsa fena mı?

***

            Bugün, “Efendim, belediyenin bir sürü borcu var diyorlar, sonra da 280 bin TL’lik araç alıyorlar” diye propaganda yapanlara soruyorum; Isparta Belediyesi’nin kasasından para çıkmadıktan sonra alınan aracın borçla ne alakası var? Konuştuğunuz lafın bir temeli, bir dayanağı var mı?

***

            Makam aracının bir-kaç işadamı tarafından alındığını az önce belirttim. Şimdi en önemli konu, o işadamlarının durup dururken neden 280 bin TL’lik araç aldığı. Muhalefet, “O işadamlarının belediyede bir işi vardır, o işleri görülsün diye bu aracı almışlardır” diyor. Farz edelim ki aynen böyle olsun. İşadamlarının, belediyede zaten yapılacak bir işlerine karşılık makam aracı alıvermeleri fena mı? Bunun neresi kötü? O işadamları bu aracı almasalar da o iş zaten yapılacak.

***

            Bu tartışmaların hepsi de boş ve çiğ tartışmalar. Siz bırakın belediye başkanının, belediye kasasından bir kuruş çıkmadan belediyeyi makam aracı sahibi yapmasını da, konfeksiyon mağazası işleten AKP İl Başkanı Uğur Gökgöz’ün, geçen dönem belediyeye veya Belediye Başkanı Hasan Balaman’a kaç lira fatura kestiğini, Balaman seçimi kaybedince de, “Bize ne geçmişten” diyerek kendi adayını nasıl ‘sattığını’, ‘yarı yolda bıraktığını’ tartışın.