Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Lütfi Baydar’ın milletvekili adayı olup olmayacağı ile ilgili arkadaşlar çeşitli yorumlarda bulundular. Bu yorumların ortaya çıkmasına sebep ise; SDÜ’nün akademik yıl açılışına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılması oldu. Bence CHP Genel Başkanı’nın açılışa katılması Rektörün milletvekili adayı olacağı anlamına gelmez. En azından Kılıçdaroğlu bunun için gelmemiştir. Çünkü, hiçbir partinin Genel Başkanı, “falanca üniversitenin rektörü benim partiden aday olacak” diye, o adayın ayağına gitmez.

     Tam tersini düşünelim. Bütün bu senaryoların doğru olduğunu kabul edelim. O zaman ortaya bir tek şey çıkıyor; Kılıçdaroğlu ucuzluk etmiş.

MAKET HAZIRLATIYORMUŞ!

     Rektör bey ister aday olur, ister olmaz. Şu andaki konumuz bu değil. Rektör beyin aday olup olmamasından daha önemli konularımız var.

     Malumunuz, üniversitelerdeki kılık kıyafet serbestliği konusu geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi'nde sınav günü bir öğrencinin kılık kıyafeti nedeniyle sınıftan çıkarılmasının üzerine yeniden gündeme gelmişti. YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan da, başörtüsü sorunu konusunda yasal bir değişikliğe gerek olmadığını belirterek, sorunun konsensüsle çözülebileceğini belirtmişti.

     Bu noktada, daha önce AKP ile MHP’nin yaptığı yasal değişikliği Anayasa Mahkemesi’ne götürerek iptal ettiren CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu birden ‘başörtüsü özgürlükçüsü’ kesildi. Başbakan, ‘tamam’ deyince, en önemlisi de, bizim ‘özgürlük savaşçısı Kılıçdaroğlu’ kendi partisinin milletvekillerini bile ikna edemeyince bu sefer lafı döndürdü, başörtüsünün nasıl örtülürse serbest olabileceğini falan tarif etmeye başlamıştı.

     İnternet sitelerine düşen bir haberi görünce, bizim rektörün neden adının CHP ile birlikte anıldığını daha iyi anladım. Haberde, “Süleyman Demirel Üniversitesi'nde 'Tek Tip Başörtüsü' konusunda bir çalışma başlatıldı. Çalışmanın tamamlanması ile birlikte öğrencilerin 'tek tip başörtüsü' ile derslere girebileceği belirtildi” diyor. Arkasından da Rektör beyin açıklaması; "Sorunun çözümüne yönelik bir çalışmamız var. Bu konuda bir maket hazırlattım. Ancak bunu önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşacağız"

CHP İLE REKTÖR AYNI YOLDA

     Rektör bey ile CHP’nin Genel Başkanı’nın başörtüsüne bakış açısı işte bu. İnsanları belli bir kalıp içerisine sokmak istiyorlar. Her konuşmasında; özgürlükten, demokratlıktan bahseden Sayın Rektör, iş başörtülü öğrencilere gelince ‘maket’ hazırlatıyormuş, bunun adına da, “sorunun çözümüne yönelik bir çalışma” diyor.

     Şimdi bir kişi benim karşıma çıksın ve desin ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin falanca kanununun filanca maddesine göre başörtülü öğrenciler derslere giremez. Bunun hiçbir şekilde kanuni dayanağı yok. Ama ben onlara, Anayasa’daki “eğitimde fırsat eşitliğini”, “hiç kimsenin eğitim hakkının elinden alınamayacağını” söylerim.

BAŞI AÇIK ÖĞRENCİLERE DE MAKET HAZIRLATTINIZ MI?

     Başörtülü öğrencilerin, hangi kalıpta okula gidip geleceğini belli etmek için ‘maket’ hazırlatarak yüz yılın skandalına imza atan SDÜ Rektörü’ne soruyorum;

     Başını açmayı tercih eden öğrenci arkadaşların da okula nasıl geleceği ile ilgili maket hazırlattınız mı? Bugün okula kot pantolonla gelen de var, mini etekle gelen de. Gömlek giyen de var, bluz giyen de. Bunun ölçüsü nedir, sınırı nedir? Elinizdeki maketi kamuoyuna açıklayabilir misiniz?

     Başörtüsünün bir siyasi simge veya belli bir grubun bayrağı haline gelmemesi için elbette yönetmelikler çıkartın, belli düzenlemeler yapın. Ancak, maket hazırlatmak hangi aklı evvelin fikridir bunu da bir açıklayın.

     Sizi, bir dostunuz, arkadaşınız olarak uyarıyorum; bu rezalete son verin. Sonra Rektör bey bir daha gazetecilere, “Isparta’nın yaşanabilir iller sıralamasında 3. sırada olmasında SDÜ’deki huzur ve sükunetin büyük katkısı vardır” açıklaması yapamaz. Demedi demeyin, benden söylemesi.

      Bu arada, Rektör bey, Kılıçdaroğlu’nu açılışa getirerek değil, asıl bu icraatıyla CHP adaylığını garantiledi. Hayırlı olsun.