Sevgili dostlar uzun zamandır beklediğimiz kar nihayet yağdı,
Ülke genelinde yer, gök karla doldu,
Dağlar, ovalar beyaza büründü,
Allah yüzümüze güldü ve kadim topraklar bereketle kaplandı…
Kısacası yağan kar hepimizi mutlu etti…
Çok şükür, hesapsız şükür,
Hamdolsun!
Ancak yine de dikkat!
Kar yağışıyla birlikte tüm sorunlar ortadan kalktı, tehlike geçti diyemeyiz…
Tedbiri elden bırakmamalıyız…
Yıllık kar örtülü gün sayısı analizine baktığımızda, Türkiye’nin uzun yıllardır yeterli kar yağışı almadığını görmekteyiz.
Analize göre kar ve yağmur yağışı her sene azalarak devam etmiş!
Sevgili dostlar uzmanların söylediğine göre yer altı su kaynaklarını besleyen en temel unsur kar yağışıymış…
Maalesef uzun yıllardır yeterli kar yağışı alamıyoruz…
Büyükşehirler başta olmak üzere göllerimiz, barajlarımız boşaldı,
Yanı başımızdaki Eğirdir Gölünde tehlike çanları çalıyor,
Ve Anadolu’da kuraklık tehlikesiyle karşı karşıyayız…
Yağmurun, karın rahmet ve bereket olduğunu hep birlikte bir kez daha yaşayarak öğrendik…
Bazı şeyleri yaşayarak öğrenmek insana acı veriyor,
Zor geliyor…
20 sene önce, 30 sene önce kar için, yağmur için neler-neler söylemedik ki!
Adeta her biri bereket dolu beyaz kar tanelerini yere düştüğüne pişman ettik…
O yıllardaki gazete ve televizyon haberlerindeki manşet başlıkları hatırlayalım lütfen;
“Beyaz Kâbus Geri Döndü”
“Beyaz Esaret Yine Başladı”
“Beyaz Cehennem”
“Kara Kış” gibi birçok başlık…
Şimdi ise kar yağışını dört gözle bekler olduk!
İnşallah yağışlar ilerleyen günlerde de devam eder,
Hem göl ve barajlarımız hınca hınç dolar hem de kuraklık tehlikesi de ortadan kalkar…
Efendim bize düşen görev nedir? Dersek…
Hiçbir kaynağın sınırsız olmadığı bilinciyle,
Tasarruf, tasarruf, tasarruf deriz…
Uzmanlar sürekli uyarıyor,
Su tasarrufu çok önemli hale geldi…