Manav, Akpınar yokuşuna çıkmadan sol taraftaki çıkıntıda bir zamanlar bulunan ve "Eli Kepçeli" adıyla bilinen yatırın hakkında bilgi verdi. Manav’ın ifadelerine göre, bu yatırın kimliği ve hakkında detaylı bilgi mevcut değil.
Eli Kepçeli'nin Hikayesi:
Manav, bu yatırın beylikler döneminde ordunun aşçılığını yapan askerlerden biri olduğunu belirtti. Rivayetlere göre, bir gün yapılacak savaş için gerekli silah ve malzeme verilmediği için Eli Kepçeli, savaşa yalnızca kepçesiyle katılmış ve büyük yararlılıklar göstermiştir. Savaşın sonunda şehit olan bu kişinin, Allah’ın sevgili kullarından biri olduğuna inanılmıştır.
Karçınzade Süleyman Şükrü’nün “Seyahat-ı Kübra” adlı eserinde, Eğirdir’deki bu yatırın en eski velîlerden biri olduğu, Emeviler döneminde şehit olup oraya defnedildiği anlatılmaktadır. Rivayete göre, Dağdan düşman taş atmaya başlayınca cesaret vermek amacıyla ata binmiş ve savaşta şehit olmuştur. Eğirdir halkı tarafından bereketli sayılan Eli Kepçeli Dede, düğünlerde evlenen çiftlerin öncelikle ziyaret ettikleri bir yer olmuştur.
Kayıp Türbe ve Günümüzdeki Durum:
Eli Kepçeli Dede’nin türbesinin yeri, Eğirdir’in kapısının bulunduğu noktada olduğu belirtilmektedir. Bu türbenin kaybolması, yol genişletme çalışmaları ve yaşanan kaymalar nedeniyle gerçekleşmiştir. 1960’ların sonunda tamamen kaybolan türbenin bulunduğu yerde, çok sayıda trafik kazası yaşandığı ve bunun, türbenin üzerinden geçmesinin bir sonucu olarak değerlendirildiği ifade edilmiştir.
Eli Kepçeli Dede'nin Anısı:
Eli Kepçeli’nin kim olduğunu tam olarak bilmesek de, Eğirdir’in manevi kültürü ve folklorü açısından büyük bir öneme sahip olduğu vurgulanmaktadır. Kaybolmuş olan mezarın yerine küçük bir sembol ile işaret koyulması gerektiği düşünülmektedir. Manav, bu türbeyi yeniden hatırlamak ve anısını yaşatmak amacıyla çalışmalar yapılabileceğini ifade etti.
