DSÖ, salgının özellikle çatışmalar ve yoksulluk nedeniyle kırsal alanlarda ve selden etkilenen bölgelerde hızla yayıldığını vurguladı. Kolera, bakterilerle kirlenmiş su ve gıda yoluyla bulaşabiliyor; hızlı müdahale edilmediğinde saatler içinde ölüme yol açabiliyor. Ancak ağızdan sıvı takviyesi ve ağır vakalarda antibiyotik tedavisiyle hastalık kontrol altına alınabiliyor.

Bakan Kurum 'sıfır atık' uygulamalarını Cenevre'de anlattı
Bakan Kurum 'sıfır atık' uygulamalarını Cenevre'de anlattı
İçeriği Görüntüle

Kuruluşun 1 Ocak–17 Ağustos 2025 tarihleri arasında takip ettiği verilere göre, dünya genelinde 409 bin 222 kolera veya akut sulu ishal vakası ve 4 bin 738 ölüm bildirildi. Vakalar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20 azalsa da ölümler yüzde 46 artış gösterdi.

DSÖ, koleranın uzun yıllar ciddi vaka görülmeyen bazı ülkelerde yeniden ortaya çıktığını belirtti. Özellikle Kongo Cumhuriyeti ve Çad’da vaka ölüm oranları sırasıyla yüzde 7,7 ve yüzde 6,8 ile en yüksek seviyelerde seyrediyor. Kuruluş, salgınların sağlık sistemi kırılgan bölgelerde kontrolünü zorlaştırdığını, çatışmalar, kitlesel yer değiştirmeler, doğal afetler ve iklim değişikliğinin riskleri artırdığını ifade etti.

DSÖ, güvenli içme suyu, hijyen ve sanitasyonun kolerayı sona erdirmenin ve gelecekteki salgınları önlemenin tek sürdürülebilir yolu olduğunu belirtti. Kuruluş, ayrıca vakaların etkin yönetimi, WASH (su, sanitasyon ve hijyen) müdahaleleri, aşılama kampanyaları ve sınır ötesi işbirliği çağrısında bulundu.

Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi ile DSÖ, 26 Ağustos’ta Afrika için “Kıtasal Kolera Acil Durum Hazırlık ve Müdahale Planı 1.0”ı başlattı. Plan, Afrika devlet başkanlarının kolerayı kıtasal öncelik olarak belirlemesini ve 2030’a kadar salgınları kontrol altına alma taahhütlerini takip ediyor.

DSÖ verilerine göre, 2025’te en fazla vaka Doğu Akdeniz Bölgesi’nde (230 bin 991 vaka, 6 ülke) ve Afrika Bölgesi’nde (172 bin 750 vaka, 23 ülke) görüldü. Kolera kaynaklı ölümlerin en yüksek olduğu bölge ise Afrika Bölgesi (3 bin 763 ölüm) oldu. Salgın, özellikle Çad, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Kongo Cumhuriyeti, Güney Sudan ve Sudan’da ciddi boyutlara ulaştı.

Kuruluş, bazı ülkelerde farklı tanım ve raporlama sistemleri nedeniyle gerçek vaka sayısının muhtemelen daha yüksek olabileceğini de belirtti.

Kaynak: tr.euronews.com