Raporda kısırlık, “12 ay veya daha uzun süreli düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edilememesi” olarak tanımlanıyor ve hem erkek hem kadın kaynaklı nedenler olabileceği ifade ediliyor. Bazı kısırlık nedenlerinin önlenebilir olduğuna, tedavinin ise genellikle tüp bebek (IVF) ve diğer tıbbi destekli üreme yöntemleriyle sağlandığına dikkat çekildi.

Kadın ve erkek üreme sistemindeki sorunlar

Kadınlarda kısırlık, tüplerin tıkanıklığı, yumurtalık ve rahim bozuklukları, polikistik over sendromu ve endokrin sistemdeki düzensizliklerden kaynaklanabiliyor. Tedavi edilmeyen cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, güvenli olmayan kürtajlar ve doğum sonrası komplikasyonlar da risk faktörleri arasında.

Isparta’da Eğitimde Yeni Dönem - E Koleji’nden Büyük Atılım
Isparta’da Eğitimde Yeni Dönem - E Koleji’nden Büyük Atılım
İçeriği Görüntüle

Erkeklerde ise kısırlık genellikle sperm sayısı ve kalitesi, sperm morfolojisi ve hareket kabiliyeti sorunlarından kaynaklanıyor. Testis, hipofiz veya hormonal sistemdeki bozukluklar, varikosel ve kemoterapi gibi tıbbi tedaviler de üretkenliği olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıca sigara, alkol, obezite ve çevresel toksinler de doğurganlığı düşürebiliyor.

Kısırlık, sosyal ve psikolojik etkiler de yaratıyor

Raporda, kısırlığın yalnızca tıbbi bir sorun olmadığı, toplumsal ve duygusal etkilerinin de önemli olduğu vurgulanıyor. Özellikle kadınlar, toplumsal baskı, damgalanma, stres ve düşük özgüven gibi sorunlarla karşı karşıya kalabiliyor. DSÖ, doğurganlık eğitimi ve farkındalık programlarının bu olumsuz etkileri azaltmada hayati öneme sahip olduğuna işaret etti.

Kısırlıkla mücadele ve doğurganlık bakımı

Rapora göre, doğurganlık bakımına eşit erişim sağlanması, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde hâlâ büyük bir zorluk. DSÖ, kısırlık tedavisinin cinsiyet eşitliğini destekleyebileceğine dikkat çekerken, her bireyin çocuk sahibi olma hakkını ve sağlıklı üreme imkanına ulaşma hakkını garanti altına almanın önemine vurgu yaptı.

Kaynak: NTV