Isparta'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan ve aralarında eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, eski Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu ile bazı eski rektör yardımcılarının da bulunduğu 49'u tutuklu 130 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşma, sanık sayısının fazlalığı nedeniyle adliyenin konferans salonunda yapıldı.

Duruşmada, aralarında eski SDÜ Rektörü İbicoğlu, eski rektör yardımcıları Prof. Dr. Talip Türcan, Prof. Dr. Süleyman Seydi, eski Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Halil Karakoç, eski Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tuğrul Sezer, iş adamları Bedri Ayhan, Alper Bayhan, Özcan Pınarcı, örgütün "Isparta bölge imamı" olduğu iddia edilen Osman Demirhan'ın da bulunduğu 49 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan bazı sanıklar hazır bulundu.

Akşehir Cezaevinde bulunan tutuklu eski Isparta Valisi Memduh Oğuz, duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katıldı.

Duruşmada söz alan tanık SDÜ Rektörü Prof. Dr. İlker Çarıkçı, 2011 rektörlük seçimlerinden sonra bir yıl İletişim Fakültesi dekanlığı görevi yaptıktan sonra, FETÖ yapılanmasına tepki göstererek görevinden ayrıldığını anlattı.

Dekanlık görevinden rektörlük yönetiminin bu yapılanma içinde olduğunu hissederek tepki amaçlı ayrıldığını ifade eden Çarıkçı "Tabii 2011 yılında şartlar çok farklıydı. Güçlü bir yapıydı. Biz o dönem yapılanmaya karşı mücadele verdik." dedi.

O dönem açık biçimde "gölge bir yapılanma olduğuna" şahit olduklarını vurgulayan Çarıkçı, Rektör Yardımcısı Numan Tamer'in ağzından kendisine yakın isimleri alacağını bizzat duyduğuna dikkati çekti.

İbicioğlu'nun ABD'ye gittiğini internet haberinden gördüğünü anlatan Çarıkçı, dekanlık görevindeyken bu yapıya uzak kişilerin başka yerlere haberi olmadan görevlendirildiğini kaydetti.

"Hayatın olağan akışına uygun olmayan atamalar"

Üniversitede kendisinden bu yapının para istemediğini ancak çevreden para topladığını duyduğunu aktaran Çarıkçı, şöyle konuştu: 

"Ben göreve geldikten sonra üst yönetimdeki isimler değişti. Hayatın olağan akışına uygun olmayan atamalarla ilgili dosyaları tek tek inceledik. Olağan akışa uygun olmayan diyorum, çünkü bu kadar hızlı yükseliş olamazdı. Hastaneye alınan 4B'li sözleşmeli personelle ilgili kişiye özel düzenlemeler olduğunu dosya incelemelerinde gördük. Taşeron olarak alınan işçiler uzun yıllardır büro elemanı olarak görev yapmıştı. Bunlar dururken, yeni başlayan kimselerin 4B'li olarak alınmasında özel kadrolar yazıldığını hissettik ve onların sözleşmelerini iptal ettik.'

Çarıkçı, mahkeme heyetinin KHK ile açığa alınan personelin sayısı ve açığa alınanların ne kadarının İbicioğlu döneminde alındığına yönelik sorusuna, "500'e yakın kişi açığa alındı. 210 civarında ihraç var. Ama henüz tam bir raporlama çalışması yapılmadı. Halen KHK kapsamında bilgileri topluyoruz. İstatistiki bir çalışma henüz yok." yanıtını verdi.

Mahkeme Başkanı Hacı Mustafa Yazıcı, avukatlardan tanık Çarıkçı'ya sorulan soruların sanki bir sanığı sorgulayıcı nitelikte olduğunu söyleyerek, duruşmanın suistimal edildiği gerekçesiyle duruşmaya ara verdi.

Bu sırada soru sormak isteyen tutuklu sanık eski Rektör Hasan İbicioğlu, "Benimle ilgili iddiaları var. Bunun için soracağım sorular çok önemli. Ben hapisteyim." diyerek soru sorulamamasına tepki gösterdi.

Başkan Yazıcı, sanık avukatlarının talebi üzerine, mahkeme başkanı Çarıkçı'yı yeniden kürsüye çağırdı. İbicioğlu, Çarıkçı'ya profesörlük kadrosunu kimin döneminde aldığını, kendisi dönemindeki 8 daire başkanının görevden alınıp alınmadığını sordu.

Profesörlük kadrosunu İbicioğlu döneminde aldığını belirten Çarıkçı, 30 Mart yerel seçimlerinden sonra göreve getirilen kişilerle ilgili sıkıntı olmadığını gördüğünü ifade etti.

Çarıkçı, İbicioğlu'nun "Üniversite kaynaklarını ben cemaate peşkeş çektim mi?" sorusunu yanıtsız bıraktı.

"Cemaatçilik yapmayın" tepkisi

Duruşmada tanık olan konuşan SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Aktan, kendisinin 28 Şubat mağduru olduğunu, bu dönemde özlük hakkıyla oynandığını ve soruşturma geçirdiğini anlattı. Bu nedenle üniversiteye daha muhafazakar bir rektörün seçilmesini, üniversitede oluşan genel kanıyla örtüşür şekilde kendisinin de istediğini belirten Aktan, eski SDÜ Rektörü Metin Lütfü Baydar'ın milletvekili seçilmesi nedeniyle istifa etmesinin ardından rektörlük seçimleri için bir platform kurulduğunu ifade etti.

Bu platforma çoğunluğu muhafazakar akademisyenlerin katıldığını dile getiren Aktan, platformda 3 aday arasından Hasan İbicioğlu'nun desteklenmesi şeklinde bağlayıcı olmayan bir karar çıktığını kaydetti.

İbicioğlu'nun rektör seçilmesinin ardından rektör yardımcılıkları ve diğer önemli görevlere FETÖ yanlılarının getirildiğini vurgulayan Aktan, İbicioğlu'na kısa süre sonra "cemaatçilik yapmayın" diyerek tepki gösterdiğini söyledi.

Süreç içerisinde üniversite yönetiminin FETÖ lehine kadrolaşmaya devam etmesi nedeniyle bu gruptan ayrıldığını dile getiren Aktan, İbicioğlu yönetimi boyunca hiçbir idari görevde almadığını, FETÖ'ye üniversitede oluşan tepki nedeniyle 17-25 Aralık sürecinden çok önce demokratik yollarla yönetimin değiştirilmesi hususunda mücadele ettiklerini bildirdi.

Örgüt üyeleri bu dönemde yoğun şekilde kadrolaştı

İbicioğlu'nun pragmatik olarak bu örgüte yanaşmadığını, aksine örgüt üyesi olduğunu düşündüğünü belirten Aktan, İbicioğlu'nun 17-25 Aralık darbe girişimin ardından Menzil grubuyla yakınlık kurmaya çalıştığını savundu.

Aktan, İbicioğlu'nun 17-25 Aralık girişiminden sonra bile ABD'deki İstanbul Center aracılığıyla Rene Garcia, Bettina Rodrigez Aguilera gibi Gülen örgütünün destekçilerini Isparta'da ağırladığını, bu heyetin Türkiye'de Kimse Yok mu, TUSKON gibi FETÖ kuruluşlarını da ziyaret ettiklerini söyledi.

Kendisinin şu anda personelden de sorumlu rektör yardımcısı olduğunu ve YÖK denetleme kurulunun talebi üzerine incelemeci olarak görevlendirildiğini anlatan Aktan, "İbicioğlu döneminde personel alımlarında usulsüzlükler tespit ettim. Örgüt üyeleri bu dönemde yoğun bir şekilde üniversitede kadrolaştı. Isparta, örgüt için önemli bir şehirdi. Çünkü SDÜ'de doktora programları çok yoğundu. Burada doktorasını yapan kişi kolay bir şekilde akademisyen oluyordu." dedi.

Aktan, şu an soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Orhan Adıgüzel, Erkan Uz ve İrfan Ateşoğlu'nun akademik personel alımlarında genelde jüri üyesi olduğunu, tutuklu sanık eski SDÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Talip Türcan döneminde bu fakülteye alınan akademik personelden çoğunluğunun açığa alındığını veya ihraç edildiğini sözlerine ekledi.

Duruşma yarına ertelendi.