Diyanet-Sen: Kahvaltı Etkinlikleri Yetmez, Gerçek Dayanışma lazım..
Gürhan Yusufoğlu
Isparta’daki Diyanet-Sen şubesinin geçtiğimiz günlerde düzenlediği kahvaltı etkinliği, sendika üyeleri için hoş bir sosyal buluşma fırsatı sundu. Ancak, yalnızca sosyal etkinlikler üzerinden kurulan bağlar, bir sendikanın üyelerine gerçek anlamda katkı sağladığını göstermez. Her ne kadar Başkan Mevlüt Tosun sosyal medyada sıkça aktif görünse de, Diyanet-Sen'in sendikal anlamdaki gerçek gücünü ve etkisini yalnızca böyle tek seferlik organizasyonlarla sınırlandırması, sendikanın temel işlevini yerine getirmediği anlamına gelir.
Sendikanın Görevi Ne Olmalı?
Sendikaların başlıca amacı, üyelerinin çalışma haklarını savunmak, iş güvenliğini sağlamak, çalışma koşullarını iyileştirmek ve onların mesleki gelişimlerini desteklemektir. Ancak, Diyanet-Sen’in Isparta’daki faaliyetleri yıl boyunca yalnızca bir kahvaltı etkinliğiyle sınırlı kalmış gözüküyor. Bu tür sosyal organizasyonlar, elbette ki üyeler arasında dayanışmayı güçlendirebilir ve moral kaynağı olabilir. Fakat bir sendika, yalnızca üyelerinin bir araya gelip kahvaltı yapacağı bir platform olmamalıdır. Asıl sorulması gereken soru şu: Sendika, üyeleri için daha fazlasını yapabilir mi?
Üyelerinin Gerçek Beklentileri Nelerdir?
Diyanet-Sen'in sosyal medya paylaşımlarında sıkça yer alan Başkan Mevlüt Tosun, sendikayı görünür kılmak ve toplumsal meselelere duyarlı bir imaj çizmek adına çok sayıda içerik paylaşıyor. Ancak, bu paylaşımların sendikanın topluma gerçek katkılarıyla ne kadar örtüştüğü sorgulanmalı. Birçok kamu çalışanı gibi Diyanet-Sen üyeleri de mesleki eğitimler, iş güvencesi ve çalışma koşullarında iyileştirmeler gibi somut çözümler bekliyor. Sendika, bu talepler doğrultusunda üyelerine ne gibi hizmetler sunuyor? Yıl boyu sosyal medya paylaşımları, birkaç etkinlik ve kahvaltılarla sınırlı kalınarak bu beklentiler karşılanabilir mi?
Sosyal Etkinlikler ve Sendikal Mücadele Arasındaki Denge
Evet, sosyal etkinlikler, bir sendika için üyelerinin birbirini tanıması, kaynaşması adına önemlidir. Ancak, bir sendikanın asli görevi, üyelerinin haklarını savunmak ve bu haklar için sürdürülebilir projeler üretmektir. Diyanet-Sen, özellikle kamu çalışanlarının sorunlarına yönelik daha fazla toplantı, seminer, eğitim programları ve hukuki destek sunmalıdır. Kahvaltılar ve sosyal etkinlikler bir yere kadar önemli olsa da, asıl mesele iş güvencesi, hakların korunması ve mesleki gelişim gibi somut adımların atılmasında gizlidir.
Bir Sendikanın Gerçek Gücü: Üyelerinin Hakları İçin Verdiği Mücadele
Mevcut durumda, Diyanet-Sen’in sadece sosyal etkinliklerle yetinmesi, üyelerinin haklarını savunma konusunda ne kadar etkili olduğu konusunda şüpheler uyandırıyor. Sendika, üyelerinin iş yaşamındaki sorunlarına, eğitim ve kariyer gelişimlerine nasıl katkı sağlıyor? Kariyer planlaması, iş güvencesi, çalışma koşulları gibi temel meselelerde ne tür adımlar atılıyor? Bu sorulara yanıt verilemiyorsa, sadece sosyal medya paylaşımları ve kahvaltı etkinlikleriyle sendikal etkinliklerin sürdürülebilirliği tartışılabilir.
Üyelerin Gerçek İhtiyaçlarına Odaklanılmalı
Diyanet-Sen, Isparta’daki üyelerine yönelik daha fazla sosyal etkinlik yapmalı elbette, ancak bu etkinliklerin ötesinde, daha fazla eğitim ve faydalı mesleki programlar sunulması gerektiği de aşikar. Sendikanın gücü, sadece “görünürlük” yaratmaktan değil, gerçek anlamda üyelerinin iş hayatını kolaylaştıracak adımlar atmasından gelir. Başkan Mevlüt Tosun’un sosyal medyada yaptığı paylaşımlar kadar, sendikanın sahada daha somut işlere imza atması, üyelerinin daha fazla katılımcı ve güçlü bir sendikal yapıya sahip olmasını sağlayacaktır.




