Mikrobiyologlar: Risk sanılandan düşük

Güney Florida Üniversitesi’nden mikrobiyoloji profesörü Jill Roberts, klozetten hastalık kapma ihtimalinin “teorik olarak mümkün ama oldukça düşük” olduğunu söylüyor. Roberts’a göre, cinsel yolla bulaşan hastalıkların (örneğin gonore veya klamidya) bu şekilde bulaşması neredeyse imkânsız. Çünkü bu mikroorganizmalar insan vücudu dışında, soğuk ve sert yüzeylerde uzun süre yaşayamaz.

ABD'deki Bütçe Krizi Bitcoin'i Uçurdu
ABD'deki Bütçe Krizi Bitcoin'i Uçurdu
İçeriği Görüntüle

Kan yoluyla bulaşan hastalıklar için de aynı durum geçerli. Roberts, “Bir tuvalet koltuğunda kan varsa zaten görülür ve insanlar temas etmekten kaçınır. Enfeksiyon için ciltte yara, doğrudan temas ya da enjeksiyon gibi yollar gerekir” diyor.

Daha dayanıklı virüsler olabilir

Nevada’daki Touro Üniversitesi’nden immünoloji profesörü Karen Duus, bazı virüslerin yüzeylerde daha uzun süre yaşayabileceğini hatırlatıyor. Örneğin, HPV (insan papilloma virüsü) uygun koşullarda bir hafta boyunca aktif kalabiliyor. Ancak virüsün bulaşabilmesi için kişinin genital bölgesinde yara veya tahriş olması gerekiyor.

Benzer şekilde genital herpes virüsünün de klozet üzerinden bulaşma ihtimali bulunuyor. Ancak uzmanlara göre bunun olasılığı son derece düşük.

Asıl tehlike ellerde

Uzmanlara göre klozetten hastalık kapmanın en yaygın yolu, klozet kapağı değil eller. Tuvalet yüzeylerine temas eden eller aracılığıyla bakteriler ağız ve yüze taşınabiliyor. Bu da mide ve bağırsak enfeksiyonlarına yol açabiliyor.

Prof. Roberts, “Asıl tehdit ellerinizden ağzınıza bulaşan bakterilerde” diyerek uyarıyor. Özellikle E. coli, Salmonella ve norovirüs gibi patojenler tuvalet yüzeylerinde bulunabiliyor. Norovirüsün çok bulaşıcı olduğunu ve birkaç aya kadar canlı kalabildiğini de hatırlatıyor.

‘Tuvalet püskürmesi’ riski

Uzmanların dikkat çektiği bir diğer nokta ise “tuvalet püskürmesi”. Sifon çekildiğinde klozetteki mikroplar havaya saçılarak etrafa yayılıyor. Araştırmalara göre parçacıkların %40 ila %60’ı havada dolaşıyor ve yüzeylere yapışıyor. Bu nedenle kapı kolları, sifon düğmeleri ve lavabo muslukları en riskli temas noktaları arasında gösteriliyor.

Uzmanlardan öneriler

Tuvalet kullanımı sonrası mutlaka ellerinizi en az 20 saniye sabunla yıkayın.

Mümkünse el dezenfektanı ile ek koruma sağlayın.

Tuvalet kapağı kapalı olsa bile püskürme riski devam edebildiğinden, sifon çektikten sonra kabinden hızla çıkmak faydalı olabilir.

Cep telefonlarını tuvalete götürmekten kaçının; mikroplar cihaz üzerinde taşınabiliyor.

Tuvaletlerde en kirli yüzeylerden biri zemindir; mümkünse yere temas etmemeye özen gösterin.

Sonuç: Korku abartılı olabilir

Bilim insanlarına göre umumi tuvaletlerde klozet oturağına temas etmekten ziyade, el hijyeni en önemli faktör. Yani klozet kapağını tuvalet kâğıdıyla kaplamak veya çömelerek kullanmak, düşündüğünüz kadar etkili değil. Asıl koruyucu yöntem, basit ama çoğu zaman ihmal edilen elleri yıkamak.

Kaynak: BBC