1955 yılının sıcak bir gününde çekilen kare, Isparta’nın eski yüzünü bugüne taşıyor. Mimar Sinan Camii'nin etrafında toplanan mütevazı evler, dar sokaklar ve küçük meydanlar, o dönemin dingin şehir hayatını fısıldıyor. Kiremit çatılar altında geçen sade hayatlar, cami minaresinden yankılanan ezan sesine karışıyor.
Aradan neredeyse on yıl geçiyor ve 1964’te, başka bir sahne beliriyor. Bu kez, yükselen katlarıyla yeni bir yapı, Otel Isparta, şehrin siluetine katılıyor. İnşaat halindeki binanın çevresinde insanlar, karla kaplı sokaklarda ağır adımlarla yürürken, Isparta da sessizce modernleşmenin ilk adımlarını atıyor.
Bir zamanlar ahşap evlerin gölgelediği sokaklar, yeni umutlara, yeni yüzlere ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. O eski fotoğraflar, şehrin değişimini anlatmaktan çok, Isparta'nın hiç kaybolmayan ruhunu hissettiriyor: Zamana inat, hatıralarda yaşayan bir şehir...
Bugünlerde ise Otel Isparta için yeni bir dönem kapıda. Şehrin kalbinde uzun yıllardır varlığını sürdüren yapı için geleceğe dönük yeni düzenlemeler planlanıyor.
Ancak bu konuda konuşan Isparta halkı Otel Isparta’nın yıkılmasını istemiyor, şehrin bir simgesi olarak görüyorlar.
Peki sizce Otel Isparta Ömrünü tamamladı mı? Yıkılmalı mı kalmalı mı?