Isparta Saadet Partisi İl Teşkilatının her ay yapmış olduğu İl Divan toplantıları geçtiğimiz gün saat 14.00'te Parti toplantı salonunda Isparta İl Sorumlusu Hasan Gürdal, İl Başkanı Cevat Gençay, İl Müfettişi Muhammet Mustafa Gülal  ve Merkez İlçe Başkanı Mustafa Akbulut'’un katılım ve başkanlıklarıyla yapıldı. 
 
Toplantıya katılım yapan İlçe başkanları ve Partiye gönül veren üyeler ilk önce Saadet Partisi Isparta İl Gençlik kolları başkanı İsmail Gençay hazırlamış olduğu sinevizyonu seyrettikten sonra toplantının gündemine geçildi. 
 
Toplantıyı açan İl Başkanı Cevat Gençay’ Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş’ın katılım yapacağı süreye kadar İlçe başkanlarından raporlarını almak üzere sözlerini İl Sorumlusu Hasan Güldal’a bıraktı. Hasan Güldal toplantıya iştirak edenlere hitaben; İşte izledik, doğru söyleyip doğru yerde durmayanları, soylu görünüp soysuz çıkanları, Harun görünüp Karun çıkanları izledik, değerli kardeşlerim ancak biz şimdi ne yapıyoruz şimdi görüşmemiz lazım,  yani bunların bu yaptıkları medyanın etkisiyle toplumda çok ciddi manada tahribat meydana geldi,  duyarsızlık meydana geldi. 
 
Çok ciddi manada manevi hassasiyetlerimizi kaybeden bir toplum haline dönüştürüldük bunun neticesinde İslami hassasiyetlerimizi de kaybeder bir hale getirilmekteyiz. Dolayısıyla bu hassasiyetleri kazandıracak olan bizleriz değerli kardeşlerim. Tabi biz görevimizi ciddi manada yapmamız lazım tabi yapmaz isek bunların yapmış oldukların vebalini sonunda biz ödemek zorunda kalırız. Doğru söylemek yetmiyor doğru yerde durmamız lazım. Yetmez doğruyu yapacaksın. Elhamdülillah biz doğru yerde duruyoruz. Öyleyse doğruyu yapmamız lazım değerli kardeşlerim” diyerek ilçelerden gelen İlçe başkanlarının raporlarını almaya geçildi. İlçe başkanlarından alınan raporlardan sonra genel olarak basın toplantısına geçildi. 
 
Basın toplantısında ilk sözü İl Başkanı Cevat Gençay alarak Isparta olarak genelde yaşanan sorunlara değinerek çözüm yolları ve bunlara reçete olarak Saadet Partisinin reçetesini her zaman geçerli reçete olduğunu bir kez daha altını çizdi. 
 
“Isparta’mızın sorunları var, yapılan bir anket sonucu Isparta’mızın gerçek sorunları halkımız tarafından dile getirilmiştir.  Bu sorunlardan birincisi yatırım yoktur. Biz bu yatırımın olmadığın on yıldır söylüyoruz ama yapılan anketle gün yüzüne çıkmıştır bütün insanlarımız görmüştür. İkincisi işsizlik gizli işsizlik artık yapılan ankette gün yüzüne çıkmıştır. Buna da Isparta’mız görmüştür. Yine trafik sorunu Isparta’mız için gerçekten büyük bir sorun haline gelmiştir. Kurumlar arası ahenkli çalışma yoktur diye bir ankette netice görülmüştür. Tarım desteklenmelidir demiştik, hükümetin on yıldır tarımı destekliyoruz demelerine rağmen Isparta’mız için çok büyük gelir kaynağı olan elmacılık, bitmiştir, şuanda elmalar depolarda çürümektedir. Hükümetimiz daha önce elmayı desteklemesini de bu sene yapmamıştır. Şimdi ise Isparta’mızdaki elmacımıza garezen Yunanistan’dan elma getirmektedir. Yine kozmetik sanayimiz desteklenmemektedir. Bizde bunu yıllardır söylüyoruz. Isparta’mızda gül üretiliyor, dünyanın yüzde altmış biridir, kırk milyon dolarlık gülyağı satıyoruz, bizim sattığımız Fransa bunu kozmetik hale getirip kırk milyar dolarlık satış yapıyor. Eğer hem Isparta için hem Türkiye için gerçekten yapılabilecek bir şey varsa en önce bu gül kozmetik sanayinin desteklenmesi gerekmektedir. Hem Isparta’mız kazansın hem ülkemiz kazansın. Ama ne yazık ki on yıldır görüyoruz ki, Isparta’mızda yatırımlar azalmıştır, işsizlik artmıştır, Isparta Türkiye’de Şırnak’la beraber bir üvey evlat muamelesi görmektedir. İnşallah bu uyarılarımıza üvey evlat görüntüsünden vaz geçerler, Isparta’da gül yüzlü insanlarımıza hizmet ederler, hepinize saygılar sunuyorum” diyerek basın toplantısını yapmak için sözlerini İl Sorumlusu Hasan Güldal'a bıraktı. 
 
Saadet Partisi İl Sorumlusu Hasan Güldal konuşmasında; "Çok muhterem İlbaşkanım, il Müfettişim, ilçe başkanlarım, hanım kardeşlerim, teşkilatımızın değerli mensupları, çok değerli basının temsilcileri, hepinizi hürmetle muhabbetle selamlıyorum, 
 
Değerli kardeşlerim, ülkemizin gündemi terör örgütüyle yapılan pazarlıklar, bu hükümet on yıldır yanlış yaptığı gibi bugünde yanlış yapıyor değerli kardeşlerim. Biz saadet partisi olarak terörün sonlandırılması ile ilgili, hükümete her türlü desteği vermeye hazırız. Ancak bunların yolu yanlıştır.
 
Teşhisleri yanlış dolayısıyla tedavileri yanlıştır. Terör örgütüyle müzakere yapılmaz, terör örgütüyle mücadele yapılır. Biz Saadet Partisi olarak bunu söylüyoruz. Önce teşhisin düzeltilmesi lazım. Terörü doğuran sebepler var, besleyen sebepler var, destekleyen faktörler var, bunları tespit etmemiz lazım, terörü doğuran sebepler yanlış eğitim sistemi, yanlış hukuk sistemi, yanlış uygulamalar, keyfi uygulamalardır. Terörü besleyen sebepler başta işsizlik, son yapılan istatistiklerde terör örgütüne katılanların yüzde yetmiş dördünün işsizlerden oluştuğu da bunun çok açık ispatıdır. 
 
Biz Milli Görüş Partileri olarak iktidarlarımız döneminde 381 tane proje hazırlamıştık. Bunların büyük bir çoğunluğunu da hizmete soktuk, ama daha sonra ki iktidarlar, kasıtlı olarak bunların bir kısmını zarar ettirdi. Bir kısmı zarar etmediği halde hayırsız evlatlar haraç mezat sattılar, bu mantığınızla terörü ortadan kaldıramazsınız. Dolayısı ile bu yanlışların düzeltilmesi lazım. 
 
Biz Saadet Partisi olarak Milli Görüşün yöntemiyle terörün düzeltilebileceğini ortadan kaldırılabileceğini düşünüyoruz. Geçmişte yaptığımız gibi. Terörü destekleyen sebepleri nasıl ortadan kaldırdık, terörü bitirmiştik. 
 
Şimdi sayın başbakan, meclis başkanı ve hükümet yetkilileri, yarım ağızla da olsa telaffuz etmeye başladılar. Müttefiklerimiz, dostlarımız terörü destekliyorlar, bunu desteklemekten vaz geçmeliler dediler. Anadolu da bir tabir vardır. Uyanda balığa gidelim derler. Biz size bunu on yıldır söylüyoruz. Bu ülkede otuz yıldır söylüyoruz bunu. Merhum liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamız, 24 Şubat 1994 tarihinde Bingöl’de “Bire Gafiller bu yöntemle bu terörü çözemezsiniz” dediği için, değerli Genel Başkanımız Prof. Dr. Mustafa Kamalak’ın ifadesiyle “Uyduruk Mahkemeler' de liderimizi yargılayıp ceza verdiler. Peki aradan yirmi yıl geçti çözdünüz mü? Çözemediniz. Çünkü yönteminiz yanlış. Gittiğiniz yol yanlış. Bu yanlış yolda yanlış güzergahta ilerleyerek, terör problemini çözmeniz mümkün değil. Tutsağınız konumunda olan hapse attığınız bir adamla ve dün “ben bunlarla yüz yüze gelmem ve bunlarla masaya oturmam dediğiniz BDP lilerle aracılık yaptırıp, pazarlık yapıyorsunuz. Bunu Türkiye’nin devlet geleneğiyle uyumlu olduğunu söylemek mümkün müdür? Dolayısıyla değerli kardeşlerim, Terörü ancak Milli Görüş reçetesiyle ancak biz çözebiliriz. Bunların terörü ortadan kaldırmaları mümkün değildir. 
 
Bir başka sıkıntı, Türkiye ekonomik olarak çok büyük sıkıntılar içerisinde. Bu hükümet iş başına geldiği zaman vatandaşın ferdi kredi borcu altı buçuk milyar dolardı, geçtiğimiz ay itibariyle altmış üç milyar dolardır değerli kardeşlerim. Bu hükümetin 2013 bütçesinde 53 milyar faiz ödemesi var. Bu ne demektir biliyor musunuz? Bugünkü fiyatlarla haftalık 11 ton altın ödüyoruz biz faize!!! Bu nasıl düzelir, bu ekonomi nasıl düzelir? Bu gidişe nasıl dur denmez? Bunların bu ekonomiyi düzeltmeleri mümkün değil. Şu anda karşılarındaki kişilerinde bu ekonomiyi düzeltmeleri mümkün değil. Zaten ekonomiyi bu hale getiren Derviş-Fisher modeliydi. Peki bu dervişi bu ülkeye kim getirdi? ANAP-DSP-CHP ekonomiyi Dervişe teslim eden bunlar değil mi? Peki daha sonra Dervişi kim Parlamentoya soktu? CHP değil mi? CHP iktidar olsaydı hangi modeli uygulayacak tı? Dervişin modelini uygulayacaktı. Peki Derviş en son TBMM sindeki konuşmasında AKP hükümetine ne dedi? “size çok teşekkür ediyorum benim uygulamaya başladığım ekonomi modelini benim içinde bulunduğum hükümetten çok daha güzel uyguluyorsunuz” dedi. Bunların Türkiye’nin ekonomik problemleri çözmeye imkanları da yok. Dolayısıyla eline geçirdiği ulusal medya aracılıyla insanımızı uyutmaktadır. Buda insanımızda akıl tutulması meydana getirmektedir. Bizim teşkilatlarımızın daha yoğun çalışma yapma suretiyle insanımıza doğru bilgileri aktarmaları lazım. 
 
Sayın başbakan daha evvelsi gün tekrar ediyor. “IMF’ye kredi verecek duruma geldik. Peki vatandaş bunu nasıl okuyor. Öyle ise borçlar bitmiş kredi verecek hale gelmişiz. Peki bütçende niye 53 milyar faiz ödemesi var? 100 milyar dolar ile açık veren bir bütçe ile sen nasıl İMF’ye kredi vereceksin? Bunun mantıklı bir açıklaması var mı Allah aşkına? Dilencinin sadaka vermesi gibi!!! Ama maalesef medyanın etkisiyle bizim insanımız bunu bunların anlatmak istediği gibi anlıyor öyle okuyor dolayısıyla bu hükümete destek veriyor ama bunun bir sürdürebilirliliği kalmamıştır.  Bir an evvel bu hükümetin bu görevden uzaklaşması gerekir diyor hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum” diyerek sözlerine son verdi. 
 
 Daha sonra partiye yeni üye katılımı gerçekleştirilen kardeşlerimize üyelik formlarını doldurduktan sonra kendilerine üyelik rozetleri İl Başkanı İl Sorumlusu ve İl Müfettişi tarafından takılarak tebrik edildi.
Muhabir: Haber Merkezi