SDÜ Öğrencileri Huzurevi sakinleriyle bir araya geldi SDÜ Öğrencileri Huzurevi sakinleriyle bir araya geldi

Manav ifadelerinde; "EŞKIYA KOSAT, Sütçüler dağlarının efesi, Sütçüler Nahiye Müdürü olarak atanan Bahri Baba atanır ve bir gün Sütçülerdeki evinin kapısı çalar, kibarca ,evinize bir haberci gelir ve Kosat Efe’nin, selamlarını sunar.

‘Efem diyor ki ,yirmi lirayı köy çıkışındaki çeşmenin taşına bıraksın’.

Sıkı mı bırakmamak, oğlunuzun cesedini yolda bulur, getiriverirler.
Sütçüler halkı, Bahri Baba’nın tayini ile ümide kapılmış, jandarmalar aldıkları sert emirle, Kosat’ı boş bir tarlada sıkıştırmışlardır. Sütçüler dışındaki müsademeye, Bahri Baba, atını dört nala sürerek gider. Ne yazık ki bir jandarma eri şehit olmuş, diğerleride korku ile yerlerinden kıpırdayamamaktadırlar. Büyük bir tarlanın içinde, taş yığınlarına siper almış olan Kosat, durmaksızın ateş etmekte ve yeni gelen müdüre küfür etmekten geri kalmamaktadır.

Bahri Baba önce nasihat ta bulunur,cevap yine küfürdür. Kosat bir kümeden diğerine yer değiştirirken, Bahri Baba’nın filintası ile attığı tek mermi, Kosat’ın göğsünde paralanır. Kosat, yanına gelen Müdürün yüzüne, can havliyle gözlerini son defa açarak bakar. ‘Bana sıkacak kadar cesurmuşsun’ der ve son nefesini verir.

Kosat’ın cesedi, iki gün Sütlüce Meydanında, halka teşhir edilecek, burnunu ve kulaklarını gece köpekler yiyecektir. Çetesi ise, kendiliğinden dağlara kaçarak dağılacaktır. Kosat’ı gömmek için gelenler, burnu ve kulakları olmayan, bu cesedi, başlarını başka tarafa çevirerek taşıyacaklardır." ifadelerini kullandı.

Editör: Ali Rıza Cesur