Isparta’nın yüksek dağ köylerinde sabahları artık horoz değil sessizlik öter oldu. Bir zamanlar harman yerinde çocuk sesleri yankılanırken, şimdi sadece yaşlıların baston sesleri duyuluyor. Eğirdir, Sütçüler, Aksu gibi kırsal ilçelerdeki köyler, her geçen yıl biraz daha sessizliğe gömülüyor. Gençler şehre, yaşlılar ise yalnızlığa mahkûm ediliyor.

İÇ GÖÇ DEĞİL, SESSİZ TERK

Türkiye genelinde kırsaldan kentlere göç uzun süredir konuşuluyor, ancak Isparta’da bu durum daha derinden, daha sessiz ilerliyor. 1990’larda 500-600 kişinin yaşadığı birçok köyde bugün nüfus 50’nin altına düşmüş durumda. Köy okulları kapatılmış, sağlık ocağı yok, bakkal bile ayda bir açılıyor.

Kimi köylerde bir yılda hiç düğün yapılmazken, cenaze ilanları hâlâ hoparlörlerden okunuyor. Bu da köylerin artık sadece “ölmek için dönülen yerler” haline geldiğini gösteriyor.

TARIM ARAZİLERİ ATIL, GENÇLER UMUTSUZ

Gençlerin köyü terk etme nedenlerinin başında tarımdan geçinememek geliyor.

Girdi maliyetlerinin yüksekliği

Alım garantisi olmayan ürünler

Tarımsal desteklerin yetersizliği

İnternet ve sosyal yaşam eksikliği

Tüm bunlar, üniversite mezunu ya da lise terk fark etmeksizin gençleri şehirde kalıcı olmaya itiyor.

Sütçüler’in dağ köylerinden biri olan Kasımlar’da yaşayan 72 yaşındaki bir köylü durumu şöyle özetliyor:

“Çocuklarım ‘traktör yerine telefon tutacağım’ dedi. Haklılar mı? Haklılar. Ama biz burada yalnız kaldık…”

KIRSAL TURİZM UMUT OLABİLİR MİYDİ?

Bazı köyler – örneğin Yalvaç’ın tarihi köyleri ya da lavanta ile parlayan Kuyucak – bu kaderi kısmen kırabildi. Ancak bu örneklerin çoğu da yerel halk yerine dış yatırımcıların projeleriyle gelişti.

Aksu’da ya da Sütçüler’de doğa yürüyüşü, köy pansiyonculuğu, bal ve kekik üretimi gibi alanlarda potansiyel olsa da bunun bir vizyona ve desteğe dönüşmemesi, bu umutları boşa çıkarıyor.

Ispartalılar dikkat! Salı pazarı yarın erken bitecek
Ispartalılar dikkat! Salı pazarı yarın erken bitecek
İçeriği Görüntüle

UZMANLAR NE DİYOR?

Uzmanlara göre, “Isparta’nın kırsalı büyük bir ekolojik ve ekonomik hazine. Ancak bu alanları yaşanabilir kılacak sosyal politikalar olmadan sadece asfalt yol yapmakla bu göç durmaz. Gençler köye dönmek için yalnızca tarım değil, hayat ister.”

BİR ZAMANLAR CIVIL CIVIL OLAN KÖYLER ARTIK GÖLGE GİBİ

Eskiden imeceyle yapılan duvarlar yıkılmaya başladı. Sular akıyor ama içen yok. Tarlalar var ama süren yok. Her şey yerli yerinde, ama insanlar yerinde değil. Bu tablo sadece Isparta’nın değil, Türkiye’nin de aynası.

Isparta’da kırsal göç konuşulmuyor, çünkü artık kanıksanıyor.

Oysa bu sadece boşalan evler, kapanan okullar, terk edilmiş tarlalar meselesi değil; bu, kaybolan bir kültürün, toprağa olan bağlılığın ve kuşaklar arası kopan bağın hikâyesi.

Şehirler kalabalıklaşıyor, ama köyler yalnızlaşıyor. Ve bu yalnızlık her yıl biraz daha büyüyor.

Muhabir: Afşın Topçu